ÇizgiRomanYorum- Batman: Gotham’ın Kapıları (2016)

Künye

Yayıncı: JBC Yayıncılık, orj: DC Comics
Orjinal Adı: Batman: Gates of Gotham
Dil: Türkçe, Basım Yılı: 2016
Yazar: Scott Snyder, Kyle Higgins
Çizer: Trevor McCarthy

Giriş

Bütün çizgi roman kahramanlarının inişli-çıkışlı dönemleri vardır. Bazı dönemler çok güzel anılır, iz bırakır, kahramanın tarihinde önemle yer alır, saygıyla hatırlanır. Bazı dönemler ise pek hatırlanmak istemez, en koyu hayranlar bile çok fazla iplemez, trivia ve bir iki geyik dışında tekrardan zor anılır, olabildiğince uzak durulmaya çalışılır. Bugün konuğumuz olan “Gotham’ın Kapıları” Batman’in çok hatırlanmak istenmeyen bir dönemine, Batman Inc.’e denk geliyor. Hiç bilmeyenler için o dönemi kısaca özetleyeyim;

Bruce Final Crisis eventinden sonra ölmüş, sonra da işte bir şekilde dönmüştür. Ölüm kendisinin bakış açısını biraz değiştirmiş, Bruce bu suçla savaş işlerini tek başına halledemeyeceğine karar vermiştir. Kendisinin gerçek Batman olduğunu açıklamamış ama Wayne Holding’in Batman’in sponsoru olduğunu kamuoyu ile paylaşmış ve yeni bir düzen olarak Batman Inc projesinden bahseder. Artık  farklı farklı yerlerden (ülke yada şehir gibi) sorumlu bir sürü Batman olacaktır. Kendisi de bir nevi mentor, patron arası bir şey olacaktır. Daha okurken hoşunuza gitmedi değil mi? Peki bu devirden çıkan bir işin iyi olma şansı var mı? Gelin bakalım.

Hikaye

Bu cildin hikayesine dalmadan önce bilmeniz gereken bir kaç detay verelim. Gotham’ın Batman’i Dick Grayson’dır. Onun yanındaki Robin, Bruce’un oğlu Damian Wayne’dir. Eski Robin Tim Drake, artık Red Robin adıyla anılmakta, solo takılmaktadır. Bu hikayede yer alan Cassandra Cain de eski Batgirl’lerden olup (böyle ağızsız kostümü falan vardı.) şimdi Black Bat adıyla Hong Kong’da kahramanlık yapmaktadır. Hikayemize dönersek Gotham’a yüklü miktarda patlayıcı gelmiştir. Tam ekibimiz bunları araştırırken Gotham’ın köklü köprülerinden üçü patlatılır. Zamanla öğreniriz ki, bu olayların arkasında Architect (Mimar) diye tanınmadık bir adam bulunmaktadır. Kahramanlarımız olayı araştırıp tüm Gotham yıkılmadan durdurmaya çalışırken, bir yandan da şehrin geçmişine şöyle bir göz atacaklardır. Bonus olarak bu hikaye bittikten sonra Batman Inc’in Fransa şubesinin açılışına tanık oluyoruz. Bruce’un Nightrunner isimli kahramanı nasıl recruit ettiğini, kendisinin olayının ne olduğuna kısaca göz gezdiriyoruz.

Artılar/Eksiler

Hemen yapıştırayım yorumu, illa okunması gerecek, tarihte yer alacak bir hikaye yok elimizde. Kötü değil, yanlış anlaşılmasın, son derece akıcı ilerleyen, Batman’e son derece uygun gibi görünen bir hikaye bu ama kendisini öne çıkaran çok özel bir yanı da yok. Buradaki temel sorun karakterin klasik hatta klişeleşmiş formülünü birebir uyguluyor olması. Yani yine ortada bir gizemli kötü adam var, yine geçmişe dönük bir gizem var falan. Yazarlarımız Batman’in ne olduğunu iyi anlamış, ona çok uygun bir hikaye yazmış ama ortaya orijinal bir şey de koyamamış. O sebeple kötü diyemeyeceğimiz ama iz bırakıp arkadaşlarımıza tavsiye edeceğimiz bir hikaye haline de gelememiş.

Buna rağmen bu çizgi romanı okumaya değer kılan bir kaç şey var. Bunların başında ortak yazar Scott Snyder geliyor. New 52’nin sonradan bozduğunu düşünsem de başta Batman’e yaklaşımıyla bir kaç efsane işe (Court of Owls mesela) imza atmayı başarmış olan Snyder’ın sonradan uygulayacağı (bir süre sonra da suyunu çıkaracağı) tarzı burada çok net görebiliyoruz. Yani Gotham’ın ve Batman’in geçmişine hoş bir dokunuş, görece başarılı ayakları üzerinde duran (ve yeni yaratılan) bir kötü adam ve sonuçta zekasını kullanarak sonuca ulaşan bir Batman (ki burada Bat ekibi diyelim). New 52’da nasıl bir Batman beklemeniz gerektiğine dair 10 numara bir örnek. O döneme başlamadan okuyup genel fikir edinebilirsiniz.

İkinci unsur, Bruce’un devreden çıktığında Bat Family’nin nasıl bir konum aldığına da hoş bir örnek olmuş. Dick’in Batman’den farklı olan tarzı sebebiyle Batman olmak için yaşadığı zorluklar, onun eksik kaldığı yerde diğer ekip elemanlarının devreye girmesi ve bunun sonucunda alıştığımız solo Batman’den takım çalışmasına evrilmeler hoş değişiklikler olmuş. Her ne kadar Nightwing olarak çok sevsem de (çok daha cazip, çok daha genç işi olduğu için heralde) Dick’in Batman’ine hiç bir zaman sıcak bakmadım, ısınamadım. Ama buradaki maskeyi doldurma gayreti, yaşadığı zorluklar falan, kısa süreli zevk verecek olduğunu bilsem de okumaya değer bir iş çıkartmayı başarıyor. Diğer ekip elemanları için de aynı durum geçerli.

Hikaye ve karakterleri geçelim. Çizimler belli bir düzeyin üstünde. Son derece risksiz ve standart bir kalitede olduğunu söyleyebiliriz. Yani ne muhteşem, ne çok kötü. Görevini yerine getirip hemen uzaklaşıyor. Cildin kapağı da dahil olmak üzere aynı durum kapaklar için de geçerli. O yönü de işini görüyor ama üstüne çıkamıyor. Yalnız bu ciltte iki hikayenin arasında yer alan alternatif kapaklar hakikaten muhteşem. Keşke esas kapaklar bunlar olsaydı demeden edemiyorum. Onun dışında basım kalitesi, çeviri her zamanki JBC kalitesinde, kusursuza yakın. Çizgi romanın ekstraları ise alternatif kapaklar ve bir iki karakter tasarımı üzerine kurulu. Daha önceki JBC işlerine bakılınca (onlar seçmiyordur, aldıkları edition ile alakalıdır diye tahmin ediyorum ama yine de) biraz zayıf kalıyor diyebiliriz. Ama sanırım cildin en büyük ekstrası sondaki Nighthunter’ın orijin hikayesi.

Bu hikaye Batman Inc.’e ait bir yan hikaye olduğundan ana hikayeye göre daha naif, daha kısa, daha öz ilerliyor. Çok kötü değil ama eğer Fransız değilsem “Hemen koşayım, Nightrunner’ın hikayesini alayım” dedirtmiyor diyebilirim. Biraz bilindik ve beklenen bir orijin hikayesi ama yine de bir şekilde okunuyor. Bu yeni karakter gözleri gören Daredevil gibi olsa da (hatta fazla benziyor diyebiliriz) en azından orijine politik bir derinlik katıp aşırı taklit görünmekten görece kurtulmuşlar. Fransa’nın Parcour kültürünü karakterde kullanmaları da Fransız okuyucuları yakalama açısından mantıklı bir seçimdir sanırım. Yani bir yan hikaye olarak yeterli diyebiliriz sanırım.

Sonuç

Gotham’ın Kapıları fena bir çizgi roman değil. Üst düzey bir hikaye olmasa da elinden geleni yaptığını, bir iki güzel fikri başarılı uyguladığını ve sonuçta da elindeki karaktere son derece uygun bir hikaye anlattığını gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz. Temelini kurduğu Batman Inc’in vaat ettiklerine uyuz olabilirsiniz ama en azından bu çizgi roman bu tema üzerinde fena olmayan bir hikaye anlatmayı başarıyor. Daha çok arşiv meraklarına, “Batman ne yapsa yerim” diyenlere ve “Bruce olmadan Batman nasıl olur?” diye merak edenlere tavsiye edebileceğim bir iş. SOn paranızla almazsınız ama okuduğunuza da pişman olmayacağınız bir çizgi roman. Bir başka yazıda görüşene dek esen kalın.

Spread the love

1 geri izleme / bildirim

  1. AltDünya v2'nin 1. Yılı Kutlaması Şerefine Ücretsiz Çizgi Roman... - AltDünya

Bir yanıt bırakın