FilmYorum – Teenage Mutant Ninja Turtles (2014)

Künye

Yönetmen: Jonathan Liebesman
Oyuncular: Megan Fox, Will Arnett, William Fichtner, Alan Ritchson, Noel Fisher, Pete Ploszek, Jeremy Howard, Danny Woodburn
Tür: Aksiyon, Macera, Fantastik, Komedi
Ülke: ABD, Yayın Tarihi: 5 Eylül 2014 Süre: 1 saat 40 dk

Giriş

Bir çocukluk efsanesidir Ninja Kaplumbağalar benim için. 90’larda çocuk olanların gönlünde taht kurmuş, bugün bile yüreklerde kendine has yerini korumuş bir çizgi filmdir. O sebeple daha önce izleyip beğenmemiş olmama rağmen Netflix’e eklendiğini görünce yine dayanamadım ve bir şans daha verdim. Bazen sinemada izleyip beğenmediğim filmleri daha sonra izlediğimde önceki kadar kötü bulmuyorum. Ninja Turtles o filmlerden değil. Yine beğenmedim. Şimdi de size neden beğenmediğimi anlatıcam. Buyrun.

Hikaye

Heyecanlı muhabirimiz April O’Neill sürekli çerezlik haberler yapmaktan sıkılmış, gerçek haber yapmak istemektedir. Bu arada şehir Foot adlı çetenin işgali altındadır. Emniyet güçleri çoğunlukla işlevsizlerdir. O sebeple hiç de kötü bir adama benzemeyen Sacks’dan (ismi de bi acayip) destek alırlar. Foot Clan’ının tamamen saçma planını durdurabilecek tek şey isimlerini rönans sanatçılarından alan dört adet genç mutant ninja kaplumbağa ve onları kanalizasyonda bulduğu dövüş kitabıyla eğitmiş bir mutasyona uğramış faredir.

Artılar/Eksiler

Megan Fox’un çocukluğumun iki efsanesini rezil eden modern film versiyonlarının başrolünde olması tesadüf mü? Aklımdaki April O’Neill dünyanın en seksi kadını olmak zorunda değil. Akıllı, gözü pek, sempatik, cazibeli. Megan Fox oyunculuğuyla bunların hiç birini veremiyor. Donuk, cansız, antipatik, sadece güzel bir yüzden ibaret kalıyor. Komedi yükünü çekmesi gereken Will Arnett’in de ondan aşağı kalır yanı yok. Esprileri cıvık, karakteri olması gerekenden fazla itici, çok alakasız ve tümüyle gereksiz duruyor.

Yine aynı şekilde iki markanın içinde Michael Bay ismi geçiyor olması da kesinlikle tesadüf değil. Burada prodüktör olarak geçiyor ama etkisini film boyu hissediyorsunuz. Abartı aksiyon sahneleri zaman zaman hoşumuza gidiyor olabilir ama suyu çıktığında hoşlanmıyoruz. Yani gerçekçi aksiyon sahnelerinden (Daredevil dizisindeki gibi mesela) daha keyif alıyoruz. Elimizdeki karakterler zaten uçuk, bir de bunları buradaki gibi fazla uçuk durumlara sokunca keyfim kaçıyor, filmin sürükleyiciliği tabanı zarar görüyor. Halbuki halihazırda uçuk olan karakterleri gerçekçi bir şekilde konumlandırsalardı (ki baz aldıkları IDW çizgi romanı da tam olarak bunu yapıyor. Dilimize de çevrildi, kaçırmayın) çok daha başarılı ve efsane bir iş ortaya çıkabilirdi.

Shredder’da yine Michael Bay ekolünden dolayı sınıfta kalmış. Yani gösteriş yapacağım diye koskoca anlı şanlı kötü adamı robot samuray haline getirmişler. Transformers’dan elde kalan parçalardan yapmışlar gibi duruyor. Yine kötü adamların planı da çok kötü olmuş. Kaplumbağaların yaşadığından bile haberdar değilken tüm şehri zehre boğacaklar ama kendilerini nasıl kurtulacaktı onu düşünmemişler mesela.

Kaplumbağaların genel görüşüne (burunlar falan gibi) çok takılmadım, çizgi filmlerdeki gibi sempatik görünmüyorlar, hatta biraz itici görünüyorlar ama bir şekilde alışılaniliyor. Ama affedemediğim iki şey var, ilki kostümleri rezildi. Leonardo’nun önünde saçma sapan bir bambu önlük, Raphael’in kafasında bandana, Donatello’nun gözünde gözlük, Michalangelo’nun yüzünde alık bir ifade… İkincisi de, kişilikler de çok tek düze, tek boyutlu. Hadi büyük beklenti yapmadık diyelim, Raph’ın boktan kasıntı triplerini, Leo’nun yapmacık liderlik havalarını, Don’un fazla geekleştirme çabalarını yedik diyelim. Mikey’nin komik olmayan, yavan esprilerine azıcık özenseydiniz bari. Bu arada Splinter’ın fareden insana dönüşmesindense, insandan fareye (çizgi filmdeki gibi yani) daha akla yatkın. Yoksa mutant bir farenin kitaptan kungfu öğrenmesi, öğretmesi ve bu öğrencilerin sittin sene kungfu öğrenmiş bir çeteyle kapışabilmesi bu konsept içinde bile anlamsız geliyor.

Şimdi bu yeni nesil çocuklara hitap için yapıldı, bu eleştriler biraz fazla diyenler olmuştu zamanında. Birincisi, yeni nesili değil, bizim gibi nostalji meraklılarını hedef aldıklarını düşünüyorum, yoksa ninja kertenkeleler, börtü böcekler falan filmi çekerlerdi. İkincisi, bir filmin çocuklara hitap etmesi, o filmin saçma sapan, anlamsız, kötü olması anlamına gelmiyor. Çocuklar düşündüğümüz den daha zeki, bu filmdeki saçmalıkları onların da çekmeleri gerektiğini düşünmüyorum. Üçüncüsü, eğer film iyiyse zaten genç kesim de bir şekilde o filmi izliyor, bknz Marvel filmleri. Bir işin belli bir kesime yönelik olması onun negatif özelliklerini tolere etmeliyiz anlamına gelmiyor. Pixar da çocuklara yönelik iş yapıyor ama Up’ın belirli sahnesinde 35 yaşında adamı ağlatmasını da beceriyor.

Sonuç

Sonuç olarak bu filmi çocukluğuma bir hakaret olarak görüyor ve lanetliyorum. 80’lerde çıkan filmler kötü dövüş kareografilerine rağmen çok daha eğlenceli, çok daha karakterlere sadık yapımlardı. Aksiyon kısımları fazla abartı, hikayesi çok düz ve anlamsız, oyunculuklar ortanın altında, komedi unsuru çok zayıf ve yavan vs vs. Tek iyi yanı görselliği ama o da filmi kurtaramıyor. Bu filmin gişesi iyi olduğu için bir devam filmi de çekildi, bu filmden daha iyi olmasına rağmen yeni bir film haberi pek yakınlarda görünmüyor. Açıkçası pazar günü kahvaltı sırasında arkada aksın filmi olarak izlenebilir ama tospağa sever bir insansanız sizi ancak çizgi romanlar paklayacaktır.

Peki siz nasıl buldunuz filmi? Küçüküğümüzün o tatlış çizgi filmi bunu haketmedi diye düşünenleri bu yazıyı beğenmeye davet ediyorum. Bir sonraki yazıda görüşene dek esen kalın.

Spread the love

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın