Kahraman Kimlikleri – Karabasan

Gerçek Adı: Mustafa
Irk: İnsan, Vatandaşlık: T.C. Cinsiyet: Erkek, Yaş: 20’li Yaşlarında, Doğum Tarihi: Belirtilmemiş
Durumu: Yaşıyor
Ünvanları:
Karabasan

Özgeçmiş

Kahramanımız Mustafa’nın geçmişini çok bilmiyoruz. Kendisini ilk görüşümüz gizli bir örgüt tarafından kaçırılırken aracın kaza yapıp, kahramanımızın kurtulmasıyla oluyor. Bu sırada Sir Lawrence adında bir adam karanlık güçleri uyandırmaktadır. Karanlıktan çıkardığı yaratıklar Dilek diye bir kadını kovalarken, Dilek kahramanımıza çarpar ve yardım ister. Metafizik bir durumla Mustafa çocukken dedesinin verdiği muskayı bir şekilde elinde cisimlendirir ve sonradan Dilek ve kardeşinin Karabasan olarak adlandıracakları doğaüstü varlığa dönüşür. Kahramanımızın ilk macerası da Sir Lawrence’in dünyaya getirmeye çalıştığı kıyameti durdurmak olacaktır. Bu maceranın sonrasında Gulyabani’yle kısa bir mücadelesi olmuş olsa da, kahramanımızın uzun süredir sessiz olduğunu söyleyebiliriz.

Güçleri ve Ekipmanları

Karabasan, gücünü muskasından alır. Kahramanımız bu hale büründüğünde vücudu biçim değiştirebilen bir maddeden oluşur (kabusların maddesi), bu şekilde maddeler üzerinde telekinetik bir gücü olur. Kendisi günahları ve suçları hissedebilir ve insanların vicdanlarına dokunabilir.

Kostümleri:

Muskası boynunda sabit olmakla beraber, göz bölgesi hariç tüm vücudu siyahla kaplıdır.

Yorumlar:

Karabasan ilk olarak 2003 yılında Arkabahçe Yayıncılık ve Çapa Çizgiroman Grubu ortaklığıyla dört sayı olarak yayınlandı. Hikayeyi Hakan Tacal yazarken, çizimleri Yıldıray Çınar yapmıştı. Çizgi romanın grafik uygulamalarını da Gameshow dergisini okuyanların bileceği Engin Süzen yapmıştı.

Ne kadar doğrudur hatırlamıyorum ama o dönem “İlk Türk Süperkahramanı” olarak lanse edilmişti. Ek bilgi olarak ikinci sayının kapağındaki çinileri ünlü çizer Bill Sienkiewicz (Elektra, Sandman) yapmıştı. Üçüncü sayıda da ünlü yazar, eleştirmen, sinema tarihçisi Giovanni Scognamillo kendini oynayarak konuk olmuştu.

Yıllar sonra aynı karakter bu kez efsane çizgi roman dergisi “Yabani”nin Ekim 2016 sayısında karşımıza çıktı. O zamandan bu zamana pek ses seda yok. Yine de hikayeleri İstanbul’da geçen, bizim kültürümüzle yoğrulmuş böylesi bir karakterin AltDünya arşivinde de yer alması gerektiğini düşündüğüm için sizlere hatırlatmak istedim.

Eğer eski hikayeleri sahaflarda falan bulabilirseniz, kaçırmayın. Hazır tarafımdan hatırlatılmışken haklar kimin elindeyse onlar da bu sene “On Beşinci Yıl” edisyonu olarak tekrar bassalar hoş olmaz mı? Bir başka yazıda görüşene dek esen kalın.

Spread the love

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın