ÇizgiRomanYorum – Kingdom Come (2015)

Künye

Yayıncı: JBC Yayıncılık, orj: DC Comics
Orjinal Adı: Kingdom Come
Dil: Türkçe, Basım Yılı: 2015
Yazar: Mark Waid
Çizer: Alex Ross

Giriş

Başlarken, daha önceki (başka sitede, reklam yok. 🙂 ) bir yazımdan alıntılamak istiyorum; “Çizerler dörde ayrılır: Kötüler, İyiler ve Efsaneler. Dört dedim değil mi? Hah bir de Alex Ross var.”. Gerçekten çizgi roman çizerliği söz konusu olduğunda Alex Ross’un işleri zirve noktası sayılır. Öyle ki çoğu zaman hikaye uçar gider ama o muhteşem sahneler akılda kalır. Bugün bahsedeceğimiz romanda şanslıyız ki hikaye de bu çizimlerin altında kalmıyor. DC’nin en fazla satan, en çok konuşulan, bol ödüllü işlerinden biri ve kendisini çizgi roman tarihine çoktan yazdırmış durumda “Kingdom Come”. Hazır kitap fuarları falan da uçuşuyorken bu arşivlik eseri tekrar bir hatırlatayım istedim.

Hikaye

DC evreninin klasik kahramanları emekli olmuş, yerlerini yeni nesil kahramanlara bırakmışlardır. Bu yeniler dünyadaki tüm kötüleri temizlemiş, yapacak iş kalmadığı için de boş vakitlerini kim daha güçlü görmek için birbirleriyle kavga ederek geçirmekte, bunu yaparken de “Aman çevreye bir şey oldu mu, masumlar zarar gördü mü?” diye düşünmemektedirler. Halk mağdur olsa da ellerinden bir şey gelmemektedir. Acaba eski kahramanların geri dönmeleri mümkün müdür?

Artılar/Eksiler

Alex Ross ise oradan başlamak zorundayız. Baştan övdük kendisini ama yeterli gelmiyor. Her bir sayfası adeta tablo güzelliğinde olan bu çizgi romana hakikaten bakmaya doyamıyorsunuz. Hikayenin içerisinde de tam bu efsane çizimlere uygun sahneler de olunca tadından yenmiyor. Yaşlanmış kahramanlarımızın tasarımları da harika, ki bu hikayeden sonra ana DC evreninde de pek çok kez kullanıldılar. Hatta bu esere özel yaratılan karakterler bile ilerleyen süreçte kendilerine bir yer buldular.

Tamam görsellik öne çıkıyor, aşikar ama hikaye de kesinlikle altta kalmıyor. DC’nin en efsane “alternatif gelecek” hikayelerinden biri. Bildiğimiz kahramanların yaşlanmış halleri, yaşanan olaylar sonucunda dünyanın geldiği durum, hikayenin Spectre ve Norm üzerinden anlatış şekli vs. Hepsi muhteşem. Bilirsiniz Marvel’ın kahramanlarının halktan olmasının tam zıttı olarak DC’nin kahramanları “Aramızdaki Tanrılar”dır. Hikaye bu kavramı başarıyla anlamış ve içerisinde çok güzel yansıtmış. Hakikaten klasik kahramanlarımızın dönüşü, insanlara aşıladıkları umut falan bu temayı kusursuz bir şekilde yansıtmakta.

Hikayenin kurduğu gelecek fikri, aynı zamanda jenerasyonlar arası farka güzel bir gönderme. Daha cool, daha sert, daha kafasına göre takılan bir neslin bazı klasik temel değerleri görmezden gelmesinin topluma yansıması çok güzel sembolize edilmiş. Eski-yeni çatışmasında, klasiğe yakın dursa da onu da eleştirmekten geri kalmıyor. Bu eski yeni çatışmasını anlatırken aynı zamanda klasik kahramanlarınızın üzerine kurulduğu değerler de hikayeye çok güzel yedirilmiş. Bir de bunun yanına insanların yönetim anlayışları, politikaları, siyasi yaklaşımları da eklenince elimizde çok katmanlı bir hikaye oluyor.

Yani sonuç olarak karşımızda destansı bir görselliğe sahip, hem epik hem de modern içerikli bir hikaye anlatan, hem DC evreninin fazlasıyla içinde hissettirip, hem de alternatif bir dünyaymış havasını da taşıyan ve bunların hepsini en ufak bir hata olmadan, son derece başarıyla sunan bir çizgi roman var. Harvey ve Eisner ödüllerini alması kesinlikle tesadüf değil. Çıkışından baya bir süre geçmiş olmasına rağmen tazeliğini hala koruyor Kingdom Come.

Sonuç

JBC tarafımızdan dilimize kazandırılan bu efsane çizgi roman, hala kitap sitelerinde bulunabilmekte ve indirimlerle falan fiyatını fazlasıyla hakeden bir hale geliyor. Çizgi roman okuruyum diyen herkesin arşivinde özel bir yeri olması gereken, özellikle Injustice’in falan iyi olduğunu düşünenlerin pek çok hikayenin temelini oluşturan bu çizgi romanı okuması şarttır. Bir sonraki yazıda görüşene dek esen kalın.

Spread the love

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın