ÇizgiRomanYorum – Batman: Öldüren Şaka (2015)

Künye

Yayıncı: JBC Yayıncılık, orj: DC Comics
Orjinal Adı: Batman: The Killing Joke
Dil: Türkçe, Basım Yılı: 2015
Yazar: Alan Moore
Çizerler: Brian Bolland

Giriş

Orjinali 1988’de çıkmış, Türkçesi JBC tarafından 2015’te basılmış olmasına rağmen hala “En Çok Satılanlar” listesinde kendine yer buluyor “Batman: The Killing Joke”. Şaşırtıcı mı? Aslında değil. Eğer klasik olmuş bu eser bugün arşivinde hala yer almıyorsa, burada ki yanlış sendedir. “Orjinali 1988 yılında çıkmış olan bir çizgi roman bugün hala okunur mu?” diye mi düşünüyorsan, ayıp ediyorsun. Yukarıdaki klasik tabirini boşuna kullanmadık. Klasik derken zamanın ötesinde, her zaman güzel anlamında kullandım. Bu yazıyı da, “Killing Joke”u hala almayanlara neden bu romanı okumaları gerektiğini anlatmak, alıp da bir kenara atmış olanlara esere neden saygı göstermelerini hatırlatmak, saygı gösterenlere de bu vesileyle bu efsaneyi bir kez daha okumaları için sebep vermek amacıyla kaleme alınmıştır. Buyurun efendim.

Hikaye

Tek öyküde birbirini içerisine geçmiş iki hikaye okuyoruz aslında. Günümüzde geçen ilk hikaye Joker’in Arkham’dan kaçışı ve bir teorisini kanıtlamak için yaptıklarını anlatıyor, ki bunun içinde Barbara Gordon’ın vurulması, Komiser Gordon’ın kaçırılması ve çok ağır psikolojik işkenceye maruz kalması ve sonrasında Batman’le kapışması olayları var.  Bu kısımda Joker bir adamın delirmesi için kötü bir gün geçirmesinin yeterli olduğunu savunuyor ve Gordon üzerinden bunu kanıtlamaya çalışıyor. Diğer hikayemiz geçmişte geçiyor ve Joker’in bu “hale” gelişini yani onun “Kötü günü”nü anlatıyor. Başarısız bir komedyenken, bir gün karısını saçma sapan bir kazada kaybetmesi, sonra da yanlış giden bir soygun sonucunda kimyasal bir maddeye düşüşünü ve sonuçta bu kötü gün sonunda delirişini izliyoruz.

Bir de tabii bu hikayeden bağımsız “Özel Edisyon”a özel üçüncü bir hikaye var: “Innocent Man(Masum Adam)”. Çizer Brian Bolland’ın zihninden çıkmış. Her insanın içindeki deliliği anlatan, kısa ama öz bir hikaye.

Hikayeler basit gibi görünüyor, sayfa sayısı olarak da pek çok çizgi romandan kısa ve hemencecik okunuyor ama hikayelerin altları öyle dolu ki, bu sayfaların çok ötesine gidiyor, bir kez okumak yetmiyor. O zaman neden bu hikayenin klasik olduğuna bir göz gezdirelim…

Artılar/Eksiler

Şimdi çizgi romanın en büyük artısı tartışmasız Alan Moore tabii ki. Her el attığı karakterin en efsane işlerin bazılarını yazmış olan Moore, burada da Batman ve Joker’in en unutulmayacak hikayelerinden birini yazıyor. Hikaye basit gibi görünse de, bu basit anlatımın altındaki derin manalar çizgi romanı unutulmaz kılıyor. İnsanın içindeki deliliği, bunun ortaya çıkmayı bekleyişini hem Jim Gordon, hem tabii ki Joker ve ilginç bir şekilde Batman üzerinden başarıyla anlatmış Moore. Bunu yaparken Batman-Joker ilişkisini ele alışı ve kullanışı ise tek kelimeyle muazzam. İkilinin pek çok farklı yerde de kullanılan Yin Yang gibi birbirini tamamlayan durumunu göstermenin yanında, aslında birbirlerine ne kadar benzediklerine de dikkat çekerek ilginç bir gözlem yapmış Moore.

Yine Joker’e sağlam bir orijin hikayesi vererek, böylesi deli bir karakteri hem de zır deli bir karakteri empati kurulabilir bir hale getirmiş, ki bu bile başlı başına bir başarı ve tarihin de yine 1988 olduğunu hatırlatmak istiyorum. (Bu arada Özel Edisyon’da bu kısımların ana hikayeden farklı bir tonda renklendirilmesi de bu kısımları daha eşsiz hale getirmiş.) Başarısız bir komedyenken, hem aynı gün karısını kaybetmesi, hem başarısız bir soygun esnasında kimyasala düşmek insanı biraz delirtir diye düşünüyorum, başıma geldiğinden değil de. 🙂 Ayrıca karakterin manasız bir saldırı içinde olmasından bir felsefe uğruna (uçlarda yöntemleri de olsa) bir şeyler yapıyor olması da hikayeye derinlik katan bir diğer unsur. Jim Gordon’da hikayenin moral pusulası olarak, yazarın mesajını gayet güzel bir şekilde iletmesine olanak vermiş.

Minik bir iki detay daha vereyim, çizgi romanın ilk karesi ve son karesi birbirinin aynı. Bu şekilde Batman-Joker arasındaki bitmeyen savaş ve Yin Yang durumu da kusursuz şekilde sembolize edilmiş olmuş. Bir de en sonda ikilimiz gülerken Batman ona doğru bir hareket yapıyor. Bununla ilgili olarak da Batman’in Joker’i öldürdüğüne dair pek çok teori bulunmakta. Tabii ana akım bir çizgi roman olmadığı ve Alan Moore’un da yapımlarıyla ilgili çok konuşmadığı düşünüldüğünde sadece bir sohbet malzemesi olarak kaldığını söyleyebiliriz.

Hikayenin DC evrenine etkileri de azımsanamaz. Batman’in daha karanlık durumu, Joker’in deli hali ve Batman’le ilişkisi, Barbara Gordon’ın durumu, Jim – Batman ilişkisi gibi pek çok unsur kendisinden sonraki Batman hikayelerde etkili olmaya devam etti. Killing Joke ana akımdan bağımsız olsa da Joker’in orijini de uzun süre buradaki haliyle kabul gördü. Burada popüler hale gelen Red Hood, bu hikaye sonucu ortaya çıkan Oracle gibi DC’nin ana akımında önemli pek çok karakterin de bu hikaye ile kendilerine yer bulduğunu da belirtelim. Yine bu hikaye Tim Burton’ın ve Christopher Nolan’ın Batman hikayelerine de ilham kaynağı olmayı başardı. Bir de WB Animation yakın zamanda bu hikayeyi animasyon olarak önümüze sundu ama o konudan bahsetmeye çok gerek yok, ki bu kadar rezil bir uyarlama olmasına inanmak çok zor.

Bir de basımla ilgili şu bir kaç detaydan bahsedeyim, JBC’nin bu “Özel Edisyonu” (ki sanırım orjinalde 20. yıla özel Deluxe Edition’a denk geliyor) çizer Brian Bolland tarafından yeniden renklendirilmiş hali. Bu sebeple hikaye onca yıl geçmesine rağmen son derece modern duruyor. Çizim kalitesi konusunda da yine aynı başarı söz konusu. Bir de Tim Sale önsözü, Brian Bolland son sözü, Brian Bolland’ın dosyalarından eskiz ve notlar ve sert kapak da yine bu basımı mükemmel kılan unsurlardan.

Sonuç

Sonuç olarak bu Grafik Roman (çizgi romandan daha farklı bir saygınlık derecesidir.) “Ben çizgi roman okuruyum” diyen herkesin kütüphanesinin baş köşesinde yer alması gereken bir eser. Her okunduğunda farklı bir detayın dikkat çektiği, ele aldığı karakterleri sadece çizimler ve konuşma balonlarının çok ötesinde ifade eden, üzerine saatlerce konuşulabilecek bir yapıma imza atmış başta Alan Moore ve Brian Bolland. Sadece alıp bir kenarda durması için değil, hakkını vererek okumak için satın alınması gereken bir efsane. Eğer hala almadıysanız sanal ortamlarda uygun fiyata da bulabileceğiniz hale de gelmiş görünüyor. Kaçırmayın, sonra da yorumlarda bana teşekkürlerinizi belirtirsiniz. Bir başka yazıda görüşene dek esen kalın.

Spread the love

1 geri izleme / bildirim

  1. ÇizgiRomanYorum – Olağanüstü Beyefendiler Cemiyeti Cilt 1 (2019) - AltDünya

Bir yanıt bırakın