OyunYorum – Z (1996)

Künye

“Z”
Firma: Bitmap Brothers (TickTock Games tarafından mobil versiyonu yapıldı. Şu an steam’de bulunan bu versiyondur)
Çıkış Yılı: 1996 (2011’de mobil versiyonu)
Tür: Real Time Strateji
Platform: PC (Ayrıca PlayStation, Sega Saturn, iOS, Android)

Giriş

Bu aralar Sinan Akkol’un Disket Kutusu grubunda esen nostalji rüzgarlarına kaptırdım kendimi. Eski oyunların gırla muhabbeti dönünce, ben de şöyle bir geçmişime baktım ve o zamandan iz bırakmış ve bugün hala legal bir şekilde oynanabilen oyunlarıma denk geldim. Elbetteki bu benim sitem olduğu için buradan da paylaşmak istedim. Zaman bulabilirsem bu tip işlere devam etmek, nostaljik takılmak isteyenlere o günlerden kalan hatıralarını yeniden yaşatmak istiyorum. (Ancak zaman dedik di mi? Aaah nerede o günler?)

Bugün konuğumuz “Z” the Game. 90’larda iki dev Blizzard ve Westwood RTS (Gerçek Zamanlı Strateji) oyunlarının tahtı için güçlü bir kapışma içerisindeyken, diğer firmalar da bu hızla büyüyen pazardan kendilerine pay kapmaya çalışıyorlardı. Bu denemelerin büyük bölümü tarihin tozlu sayfalarında silindi gitti. Ancak bunların içinde bir tanesi vardı ki, kendine has farklı duruşuyla en azından benim aklımda keyifli bir yer edinmeyi başarmıştı. Yıllar sonra tamamen tesadüf eseri bu oyunu steam‘de görmüş ve gözlerime inanamamıştım. Hemen bir sonraki indirimde yakaladım ve o çocukluk heyecanımı kaybetmemiş olmanın verdiği mutlulukla oyunu oynamaya giriştim. Peki neydi bu “Z”yi ayrı kılan?

Hikaye

Temelde devam eden hikaye, iki farklı (mavi ve kırmızı dışında aslında aynı ama neyse) robot grubunun çeşitli gezegenleri ele geçirme çabaları üzerine kurulu. Biz General Zod’un (kırmızılar yani) ekibiyiz. Bir de oyunla çok alakalı olmamakla birlikte bizim tarafta olan iki çılgın keş robot Brad ve Allan var. Onlarda işte tedarikçi tarzı bir şeyler. Ara videolarda onların komik hallerini falan görüyoruz. Yani çok bir hikaye yok aslında.

Artılar/Eksiler

Oyun zevkimin en önemli kısmının oyunun mizahı olduğunu fark ettim. Millet kendisine derin duygular yaşatan, korkutan, geren, ağlatan, ne bileyim en kötü etkileyen falan oyunları tercih ederken, ben hep işin eğlence tarafını çekici bulmuşumdur. Ne bileyim Duke gibi, Monkey Island gibi. Mizah bazlı olarak bu oyunu da o kefeye koyabiliriz. Yani Command and Conquer ne kadar ciddiyse, Warcraft’ın çok yan unsur olarak mizahı aldığı bir ortamda, “Z” geyiği en ortaya koymuştu. İlk açılış videosundan oyunun bitişine kadar, oyunun içerisindeki seslendirmelere kadar hepsinde bu eğlenceli yaklaşımı hissedebiliyorsunuz.

Brad ve Allan’ın geyikleri ve Zod’la ilişkileri gözünüze sokulsa da esas eğlenceli olan oyun esnasında robotlarınızın seslendirmeleri olmuş bence. Gaza gelip “Let’s get’em” falan demeleri neyse de, işler kötü gittiğinde “For Christ’s sake, do something!” gibi ya da iyice olayı abartıp “Moron!” “Asshole!” falan demeleri olayı bambaşka hale getiriyor. Siz de bir anda “Napıyorum ben ya” havasına giriyorsunuz.

Mizahı geçtiğimizde oyun kendisinden önceki RTS’lerde yapılmayan bir şeyi deniyor ve görece başarılı oluyordu. Bu değişiklik RTS’lerin olmazsa olmazı olarak görünen bina yapımını tamamen ortadan kaldırmak, yerine “Capture the Flag”, kabaca “Kap bayrağı al fabrikayı” felsefesini getirmekti. Yine aynı şekilde oyunlardaki para mantığını, zaman mantığıyla değiştirerek ikinci bir risk daha aldılar. Bina mantığını kaldırınca bir anda stratejik derinlik artıyor, zaman bazlı üretim yüzünden de oyunun heyecan katsayısı artıyordu. Şöyle ki, güçlü ama yavaş üretilen robotları mı tercih edeceksiniz, yoksa kısa sürede kalabalıklaşma amacıyla daha az zeki (düz ama fedakar Grunt :)) robotlara mı yöneleceksiniz? Ne biliyim bir tank üretme kararı ile, 3 cip üretme arasındaki stratejik karar son derece büyük bir fark yaratıyor olacak.

Bir de tabi tank üretmeye karar verdikten sonra o fabrikanın güvenliğini sağlamanın önemi geliyor ki, pek çok kez saniyeler kala fabrikayı kaybedip hem fabrikayı hem de içinden çıkan birimi rakibe kaptırma olasılığının verdiği adrenalin paha biçilemez. Aynı taktikle rakibi tarumar etmekle de büyük bir iş başarmış hissiyatı yaratıyordu. “Z”nin getirdiği bu değişiklikler tarafımca takdirle karşılansa da eski RTS fanları arasında ikilik çıkarttı. Bir kısmı bu yeni tarzı benimseyip mizahla harmanlaşmış olmasının tadına varırken, diğer kısım bu yeniliklerin oyunu köşe kapmayacaya çevirdiğini söyleyip oyundan uzaklaştı. Ben iki yorumu da söyleyeyim, siz hangisine daha yakın hissediyorsanız ona göre oyunla ilgili tercihinizi yaparsınız.

Neyse görsellik olarak bu yeni sürüme farklı bir şey eklememiş, öncekileri aynen kullanmışlar. Nostaljik amaçlı oynayanların hoşuna gidebilir ama şahsen bu durum bende uğraşılmamış hissi uyandırdı. Oturup baştan yapın demiyorum ama en azından bir makyaj falan yapsalarmış, hoş olurmuş. Ara videolar belli bir nokta da geride kalmış, oraya bir müdahale hoş olabilirdi. Oynanışa büyük etki etmiyor ama daha göze hitap etse daha hoş olurdu. Bu arada bu yorum steam’deki sürümü üzerinden yapılmakta. TR’de iOS sürümü yok, oradan test etme şansım olmadı. Belki telefon ya da tablette daha hoş görünüyor olabilir ama bilgisayar ekranı için grafikler yaşını fazla belli ediyor.

Harita ve mouse kursorunun (ok şeysi işte) değişmemesi durumları da tablete falan uyarlarken mantıklı görünen ama tekrar bilgisayardan oynadığında hayal kırıklığı yaratan unsurlardan olmuş. Telefonda kursor olmaması mantıklı, oraya buraya tıklamak icap ediyor ama mesela ben mouse’la bayrağın üzerine geldiğinde hiç bir değişiklik olmamasını yadırgadım başlangıçta.Keşke steam’e koymadan üzerinde biraz daha uğraşılsaymış demeden edemedim.

Bu tarz oyunların en kritik noktalarından biri olan yapay zeka konusunda normalde “Z” the Game iyiler arasında anılırdı. Belki ben olaya daha hakim olduğumdan sanki biraz kolaylaşmış gibi geldi bu sefer. Eskiden oynadığımda aşırı zor olduğunu düşünmüştüm ama yakın zamanda oynadığımda patır patır ilerledim. Bu da bizi oyunun bir diğer eksisi fazla bir yenilik sunmamasına getiriyor. Her bölüm bir iki yeni şey çıkıyor ama bir yerden sonra o ilerleme durup yerini sıradanlığa bırakıyor. Bölüm geçtikçe dünyalar değişiyor gibi görünse de temelde oynanışa çok bir fark yaratmıyor. Bu da oyun motivasyonuna biraz dem vuruyor ister istemez.

Sonuç

“Z” the Game gençlik yıllarımda bana hoş izler bırakmış olmasından dolayı sitemde değinmeyi kendime vazife olarak gördüğüm oyunlardan biri. Steam’deki sürümüyle ilgili yorumum yukarıda bahsettiğim gibi üzerine çok çalışılmamış, sadece ilgili cihazlarda çalışabilir hale getirilmekle yetinilmiş izlenimi veren bir yapım olduğu yönünde. Bundan dolayı herkese tavsiye edemiyorum. Zaten strateji oyunları kendine ait bir dinamiği olmasından dolayı bu türe aşina olmayanların pek hoşuna gidecek bir tür değil. Ama ben yeni şeyler denemeye açığım, zorluklar ben de merak uyandırır, bir de bunun yanında retro grafikler rahatsız etmez, hoşuma gider diyorsanız bir şans verebilirsiniz. Nostalji meraklıları ise eski hatıralarını yeniden yaşamak için (eğer şimdiye kadar almadılarsa tabi) şimdiden ilk indirimi beklemeye başlamışlardır. An itibariyle (13 Ağustos’a kadar) steam‘de %90 indirim var, fiyat 1,30 TL, normal fiyatı da 13 TL falan. İndirimde yakalandığında şans verilecek işlerden biridir kanımca. Bir başka yazıda görüşene dek esen kalın.

Spread the love

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın