Kahraman Kimlikleri – the Phantom

Gerçek Adı:Christopher Walker Jr
Irk: İnsan, Vatandaşlık: Birleşik Krallık
Cinsiyet: Erkek
Durumu: Ölü
Ünvanları: The Phantom, Yürüyen Hayalet/The Ghost Who Walks, Ölmeyen Adam/The Man Who Cannot Die

Özgeçmiş

The Phantom’un yayınlanan ilk hikayesi.

Burada size ilk Phantom’un dolayısıyla da The Phantom efsanesinin çıkışını anlatıcam. Hikayemiz genç bir denizci olan Christopher Walker ile başlar. Christopher 1516’da Portsmouth’ta doğmuştur. Kendisiyle aynı adı taşıyan babası Christopher Columbus’un Amerika’yı keşfettiği Santa Maria adlı gemisinde görevliydi. Christopher Jr 1526’da babasının kaptanı olduğu gemide denizciliğe başladı.

1536’da Christopher babasıyla beraber bir deniz yolculuğuna çıkar. 17 Şubat’ta gemileri Bengalla adlı (hayali) Afrika şehrinin yakınlarında Singh Brotherhood korsanları tarafından saldırıya uğrar. Christopher saldırı sırasında gemiden düşer ve bilincini kaybeder, ancak düşmeden önce son gördüğü şey babasının korsan lideri tarafından öldürülüşüdür. İki gemide patlar ve Christopher bu saldırıdan tek hayatta kalan olmuştur. Sahile yarı ölü bir şekilde vuran Christopher Bandar kabilesince bulunur ve tedavi edilir.

Bir süre sonra Christopher sahilde yürürken bir ceset bulur. Bu kişi babasını öldüren korsandır. Cesedin çevresinde uçuşan akbabaların işini bitirmesini bekler, katilin kafatasını alır, yukarı kaldırır ve bir yemin eder:

“Hayatımı korsanlığı, açgözlülüğü, acımasızlığı ve adaletsizliği yok etmeye adayacağıma and içerim. Benim çocuklarım ve onların çocukları da beni takip edecekler”

Bandar kabilesinin dilini öğrenen Christopher kendilerinin “Devler/Giants” diye adlandırdıkları Wasaka kabilesinin köleleri olduklarını öğrenir. Kendisini kurtaranlar Wasaka’dan kaçmayı başarmış küçük bir gruptur. Christopher hemen Wasaka köyüne gidip Bandarları serbeat bırakmalarını ister. Ancak bu hedefine ulaşamadığı gibi kendisi esir alınır. Wasakalılar Christopher’ın kaderinim belirlenmesi için Wasaka’nın İblis Tanrıs’sı Uzuki’ye kurban edilmek üzere taştan bir sunağa bağlarlar. Çevresi akbabalarca sarılmış Christopher çok büyük zarar görmeden Bandarlar tarafından kurtarılır ve Wasaka’dan kaçarlar.

Christopher Bandarların kendilerini denizden gelen bir adamın kölelikten kurtaracağı efsanelerini öğrenir. Kendisine Uzuki’nin görüntüsüne benzeyen bir kostüm yapar. Bandarlardan oluşan küçük bir orduyla Wasaka’ya saldıracaktır. Bandarlar adamı bir kaç saniyede öldüren zehirli okşar keşfetmişlerdir ve bu şekilde kuşanıp Wasaka’ya saldırırlar. Hem tanrılarını kanlı canlı görüp şok olan, hem de bu yeni silahla mücadele edemeyen Wasaka yenilir ve Bandarlar özfürlüklerine kavuşmuş olurlar. Bu durum haliyle Christopher ve Bandarlar arasında nesillerce sürecek bir bağlılığın ve arkadaşlığın başlamasını sağlar. Bandarlar Christopher’a kafatasını andıran bir mağara gösterirler. Mağarayı iyice oyup tam kafatasına benzer hale getiren Christopher, ileride “Kafatası Mağarası/Skull Cave” adını alacak bu mağarayı evi haline dönüştürür.

Kostümünü giymeye devam edecek olan Christopher böylelikle ilk “The Phantom” olacaktır. Kendisi öldüğünde yerini oğlu, o öldüğünde de onun oğlu alacak ve bu sayede insanlar Phantom’un ölümsüz olduğuna inanırlar ve Phantom’u “Yürüyen Hayalet/The Ghost Who Walks” ve “Ölmeyen Adam/The Man Who Cannot Die” olarak anacaklardır.

Güçleri ve Ekipmanları

Phantom’un belirtilmiş bir süper gücü yoktur. Tümüyle çalışarak edindiği kas gücünden faydalanır. İnsanüstü bir durumu olmasa da dövüş, taktik geliştirme, silah kullanımı gibi konularda sıradan bir insanın üstüne çıkmıştır. Silah kullanımı demişken, çoğu hikayede sadece düşmanların elindeki silahları vurmak için kullandığı ve kemerinde taşıdığı iki adet M1911 (45’lik işte) tabancası vardır. İlerleyen öykülerde yaralamak ve adam öldürmek için kullanmışlığı da vardır ama temel prensip düşmanların silahlarını vurmaktır. Phantom’un esas gücü ise yarattığı efsaneden gelir. Düşmanlar bu karakteri normal bir insan olarak görmedikleri, bir hayalet zannettikleri için Phantom’un suçlular üzerinde korku dolu bir şanı vardır.

Kostümleri

Klasik olarak Phantom Uzuki’den özenerek tasarladığı kostümünde, siyah bir maske takar (literatürde domino maskesi diye geçer), mor vücudu saran bir kostüm giyer ve kafatası logolu bir kemer takar. Zorro gibi kendisinden önce yaratılan süper kahramanlar olsa da, süper kahramanların imzası olan vücudu saran kostüm konsepti ilk kez kendisi tarafından kullanılmıştır. Karakterin yaratıcısı Falk aslında kostümü kafasında gri olarak tasarlasa ve yaratırken düşündüğü ismi “Gri Hayalet/Gray Ghost” olsa da gazetede yayınlanmaya başladığında kostümün daha dikkat çekici olması için mor olarak basılmıştır. Yine de başlangıcındaki bazı öykülerde kostüm griymiş gibi bahsedildiği görülmektedir. İlerleyen öykülerde kostümün mor olması ormandaki mor çilekler/böğürtlenlerle renklendirmesiyle açıklanmıştır.

Orijinal kostüm mor olmasına rağmen farklı ülkelerde farklı renklerde basılmıştır. Örneğin İsveç, Norveç, Danimarka ve Finlandiya’da mavi, Yeni Zelanda’da kahverengi, Italya, Brezilya ve Türkiye’de kırmızı renktedir. Türkiye’de Kızılmaske diye anılmasına bu sebep olsa da maskesinin siyah olduğunu tekrar hatırlatma ihtiyacı duydum.

Bunun dışında Phantom’un iki elinde birer yüzüğü vardır. Bunlardan ilki kafatası şeklindedir ve “Evil Mark/Kötü İşaret” ya da “Skull Mark/Kafatası İşareti” olarak anılır. Sağ elinde yer alan bu yüzük ile düşmanlarına vurduğunda yüzlerinde kafatası şeklinde bir iz bırakır. Önceleri yumruğunun kafatasında iz bıraktığı söylense de sonradan anında oluşan bir dövme olduğu şeklinde açıklanmıştır. Kalbe yakın olduğu için sol elinde taşıdığı yüzüğü ise kesişen kılıçlar şeklindedir. “Good Mark/İyi İşaret” diye anılır ve bu izi taşıyanların Phantom’un koruması altında olduğunu ifade eder. Not olarak bu yüzüğün altıncı Phantom tarafından bulunduğunu, bugün anlattığımız Phantom’da sadece tek yüzük olduğunu belirteyim.

Yorumlar

Phantom 1939 yılında gazetede yayınlanmak üzere Lee Falk tarafından yaratılmıştır. En son bu görevi alan Kit Walker 21. Phantom’dur. Ancak bir dönem “Phantom 2040” adıyla 24. Phantom’un 2040 yılında geçen maceralarını anlatan bir seri de yayınlanmıştır.

Phantom ülkemizde Kızılmaske adıyla çıkmış ve oldukça uzun süre devam etmiştir. Özellikle yetmişlerden sonra ülkemizde popülerliğini arttırmış hatta yerli sinema filmi bile çekilmiştir. Sadece bizde değil Amerika’da ve farklı ülkelerde de kanlı canlı Phantom işleri denenmiş, ancak çok akılda kalıcı olamamıştır.

Bugünlerde artık unutulmuş olan bu şahsına münhasır kahramanı hatırlayalım istedim. Modern çizgi roman çağından çok önce popüler olmuş, çizgi roman standartlarında kendine has bir yer edinmiş kahramanımız, süper kahramanların yeniden trendlerde olduğu bu dönemde nedense kendine bir dönüş yapmadı. 90’larda çekilen rezil filmini şu listede yermiştim zaten, onu geçin. Her ne kadar biraz “Black Panther”i andırıyor olsa da, modern bir anlayışla yeniden yaratılsa keyifli olabileceğini düşünüyorum.

Bir başka yazıda görüşene dek esen kalın.

Spread the love

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın