FilmYorum – Fantastic Four (2015)

Künye

Yönetmen: Josh Trank
Oyuncular: Miles Teller, Kate Mara, Michael B. Jordan, Jamie Bell, Toby Kebbell
Tür: Fantastik; Aksiyon, Macera
Ülke: ABD, Yayın Tarihi: 8 Temmuz 2015, Süre: 100 dk

Giriş

2000’lerin başından MCU’ya kadar olan süre, süper kahraman filmlerinde farklı bir dönemi ifade eder. Daha çok çizgi romandan direkt aktarılmaya çalışılma hatasına düşen, kaliteden ziyade referanslardan ekmek yemeye çalışan, bütçeyi zorlamamak için karakterlerin görsel olarak ucuz cosplay’lere benzediği, yine hikaye ve içerik olarak fazla basit kaçan, bu sebeple de bir kaç istisna dışında çok da güzel hatırlanmak istemeyen (bknz MCU Dışındaki 15 Marvel Filmi listesindeki pek çok film) ama genel bir üretkenlik olan bir dönem diyebiliriz. Fantastic Four’un da o dönemde köpükten yapılmış gibi duran Thing’li, gaz bulutu Galaktus’lu falan iki filmi vardı. MCU’yu gelip de oyunun boyutunu değiştirince o filmler rafa kalktı haliyle.

FF’in ve X-Men’in haklarını elinde tutan Fox, bu para makinesindeki payını kaybetmemek için önce X-Men’e First Class (kelime oyunu) bir ayar çekti, başarılı olunca da FF’e bir reboot çakmaya karar verdi. Bugün konuk edeceğimiz, genelde camiada olumsuz hava estiren, benimse rezaletten çok şanssız bulduğum işte bu film. Peki insanların bahsettiği kadar, yılın en kötü filmleri arasında sayılacak kadar kötü mü, gelin tartışalım.

Hikaye

Reed Richards yürümeye başlar başlamaz dahi olduğunu hissettiren, küçücük ufacıkken boyutlararası transfer konularına girişmiş, senden benden daha zeki olduğu herhalinden belli bir adamdır. Yanına bunu dayaktan kurtaran bu sayede asistanı haline gelmiş Ben Grimm eklenir. Neysem ney, okul fuarında bu ışınlanma sımbırtısını sunarken, bu işi daha profesyonel yapan Franklin Richards gelir, Reed’e iş teklif eder. İşte sonra bu boyutlararası transferin o kadar da güvenli bir şey olmadığı ortaya çıkacaktır.

Artılar/Eksiler

Bu filmin başarısız adledilme macerası daha filmden ilk fragman gelmeden başlamıştı. O dönem film haberlerini izlerken “Bu Fox ne yapıyor allasen” dediğimi, denildiğini çok net hatırlıyorum. Reboot edileceği duyulduğunda hemen “haklar Marvel’a geçmesin diye aceleye geliyor” şeklinde söylentiler başladı. Sonra karakterlerde değişiklik yapılacağı, Doom’un bilgisayar hacker’ı olacağı söylendi, haliyle fanlar dellendi, fragman gelip taş adamı da görünce kimsenin filme inancı kalmamıştı. Haliyle film geldiğinde her değişiklik fanları delirtti, filmin yaptığı her hata göze daha fazla battı.

Aslında kendini önceki filmlerden daha farklı hale getirmek için ciddi çaba gösteren, MCU’nun tarzını kendine örnek alarak Ultimate evrenine yakın duran, yerinde mantıklı güncellemelerle çizgi romanın artık geçerliliğini yitiren kısımlarını çıkartan, modernleştirirken son derece doğru tercihler yapan bir film vardı ortada. Yine de bu doğru yapılan tercihleri uygulamada ciddi sıkıntılar olduğunu da söylemek lazım. Yani yerin dibine sokacak kadar kötü olmasa da yapılan eleştirilerin de haklı olduğu orta karar bir film çıkmıştı ortaya. Detaylandıralım efendim.

FF’in normal Marvel evrenindeki alameti farikası aile olmaları olsa da önceki filmlerde bu tema ellerinden geldiğince kullanıldığı için burada Ultimate evrenindekine yakın bir şekilde farklı karakterlerdeki bir grup gencin takım olma hikayesinin kullanılması doğru bir tercih. Ancak filmin başında aralarındaki ilişkileri işlemeye güzel başlayıp, Reed Sue, Doom Sue, Reed Doom, Reed Ben, Johnny ve babası gibi pek çok potansiyelli yan öykünün girişini yapmışken bunları daha detaylı irdelemesi gereken yerlerde sınıfta kalıyor ve bu kısımlar yüzeysel kalmış oluyor.

Bu iyi başlayıp sonunu getirememe olayı sadece karakter ilişkilerinde değil filmin bütününde ciddi bir sorun yaratıyor. Mesela Doom’un bildiğimiz Victor olmadığını sineye çekip, devlet karşıtı komplo teorisyeni hacker olduğunu kabullendiğinizde bile bu nefretin altı çok boş kalıyor ve bunu detaylandırabilecek bir hareket yapılmıyor. Takımla iyi giderken geldiği nokta çok alakasız ve zorlama oluyor. Hele en sondaki esas Doom olduğu nokta hem saçmalık, hem gereksiz hem de görsel olarak rezalet.

Diğer karakterler de aynı şekilde. Oyunculuklar ve genel casting aslında kötü değil ama hikaye ve karakterizasyondan darbe yiyorlar. Reed’in dahi genci fena işlenmemiş ama hikaye ilerlesin diye çok acayip yollara sokuluyor. Sue aynı şekilde, Johnny aynı şekilde. Bunların duygu yoğunluğu içinde olduğu kısımlar hep biraz yapmacık duruyor ve sonuca çok saçma bağlanıyor. Thing ise her noktada olmamış. Tamam ilkindeki köpükten yapılma halinden farklı ama burada çok daha kötü duruyor. Karakterin Reed’e ilk bağlanışı (çocukluk davaları) güzel. Takıma katılışı ve Thing olduktan sonraki durumu saçmalık.

İşte filmin kötü anılmasını sağlayan en önemli etken de bu, güzel ve değişik bir giriş yakalamak, sonra da bu giriş ile ne yapacağını bilememek. Baştaki çocuk Reed sekansları, Ben’in o noktadaki konumu, Victor ile Reed’in çok ön plana çıkmayan ama büyük potansiyeli olduğu belli olan çekişmesi, devletin FF’e yaklaşımı, Sue-Reed elektriği, güçlerini kazanma şekilleri ve filme yer yer serpilmiş easter egg’ler falan gayet güzel detaylar. Sıkıntı bunları bir yere bağlamaya çalıştıkları anda ortaya çıkıyor. Film oralarda çökezleyince de tüm kurdukları yapı boşa gidiyor.

Kısaca özetlemek gerekirse filmin giriş bölümü başarılı, gelişme ve sonuç bölümü başarısız. Sonuç demişken spoiler vermeyeceğim ama hakikaten filmin sonunda saçmasapan bir bitiş oluyor. Hem herşey aceleye getirilmiş gibi, hem Doom konusunun altı dolu olmadığı için anlamsız kalıyor, hem de FF vs Doom kapışmasında güçlerin kullanımı ile ilgili sorun var, o sebeple sonuç kısmı en bu filmi savunmaya çalışanı bile hayal kırıklığına uğratıyor.

Bunun yanında hikayenin klasik süper kahraman filmlerinden daha ağır gittiğini, laylaylom olmamak için fazla ciddi durduğunu, bunun da bu tarz filmlerde beklediğimiz eğlence unsurunu azalttığını da eklemek lazım. Tamam Logan gibi filmleri seviyoruz ama FF bu ciddi havayı da iyi kullanamıyor, sadece ciddi konulara değinip aslında çok eğlenceli olmak isteyip konuların ağırlığıyla ezilmiş gibi daha ziyade. Bir de tempo çok yavaş ilerliyor. Gereksiz olduğunu düşündüğüm çok yer var.

Filmde ikonik kostümleri yok. Böyle uzay elbisesi tarzı koruma kıyafetleri ile takılıyorlar ve bu çok yanlış karar. Keşke en azından o uzay döküntülerini azıcık kostüme benzetselermiş. Yani çizgi roman okurlarına bu açıdan hiç bir tatmin yaşatamıyorlar. Efektler falan bazı yerlerde (özellikle Reed’in elastik durumlarında) kötü dursa da, günümüz standardında çok sırıtmıyor.

Sonuç

İyi başlayan, hızla düşüşe geçen ve kötü bitiren bir film var elimizde. Karakterlerin süper olmadan önceki kısımları üzerine güzel emek harcanmış ama süper kahraman olayı tam oturmamış. Yerin dibine sokulacak kadar olmasa da, hakettiğimiz filmin de çok uzağında. İşte bu sebeple şu Fox olayının biran önce hayata geçip Marvel’ın bu efsane karakterlerinin MCU kalitesinde bir yeniden yaratıma ihtiyacı olduğu bariz. Bir başka yazıda görüşene dek esen kalın.

Spread the love

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın