FilmYorum – Deadpool 2 (2018)

Deadpool 2 filminden herhangi spoiler içermez. Korkmayın gelin… 🙂

Künye

Yönetmen: David Leitch
Oyuncular: Ryan Reynolds, Josh Brolin, Zazie Beets, Brianna Hildebrand, Morena Baccarin, TJ Miller, Jack Kesy, Julian Dennison, Stefan Kapicic, Leslie Uggams, Bill Skarsgard, Terry Crews,
Tür: Fantastik, Aksiyon, Macera
Ülke: ABD, Yayın Tarihi: 18 Mayıs 2018, Süre: 2 saat

Giriş

Yazarlık yapmaya başladığımdan beri ilk defa bir filmi normal gösterim tarihinden önce izledim. Yani bir hafta geç izleyip yazmışlığım var, ama erken izleme ilk defa. O yüzden teşekkürler JBC diyerek başlamak istiyorum. Batman’in, Suicide Squad’ın, Harley Quinn’in, V for Vendetta’nın ve tabii ki Deadpool’un ülkemizdeki yayıncısını severek takip ediyoruz. Çok güzel bir organizasyon yapmışlar, katılan kitlenin de on numara olduğunu ekleyerek filme doğru geçiş yapalım.

İlk film son derece yeterliydi. Üzerine bir şeyler yapmaya çalışmak bu konseptin suyunun çıkmasına, bütün emeğin boşa gitmesine sebep olabilirdi. Bir de ilk film yönetmeniyle Reynolds’ın yaşadığı “daha büyük olsun, aynı olsun” tartışmasıyla ve sonuçta film kadrosundan tutkulu bir ismi kaybetmeleriyle biraz tedirgin etmedi değil. Sonra fragmanlar geldi ve bu tedirginliğimiz biraz azaldı. Peki filmi (hem de erken) izledim ve son görüşüm nedir? Yazıyı takip edelim efem.

Hikaye

Spoilersız olsun, fragman kadar söyleyeyim. Deadpool kendisinden beklediğimiz gibi mafyaları, kötü adamları doğramakta, bir de Vanessa ile mutlu bir birliktelik sürdürmektedir. Bir tane antipatik mutant çocuk var. Çeşitli sebeplerden bu çocuğun yolu Deadpool ile kesişir. Gelecekten gelen Cable ise henüz bilmediğiniz bir sebepten bu çocuğu öldürmek ister. Deadpool da bu çocuğu kurtarmak için X-Force diye bir ekip toplar. Kalanı süper kahraman filmlerine referanslar, geyikler, espriler, aksiyon sahneleri, sürprizler ve daha neler neler.

Artılar/Eksiler

Şimdi şöyle başlayalım, ilk filmi sevdiyseniz bunu daha çok sevmeniz lazım mantık olarak. İlk filmin yeni olmasının yarattığı şaşkınlığı çıkartın, onun yerine ilk filmdeki her şeyi daha büyük, daha heybetli, daha fazla, daha laubali, daha rahat olarak düşünün. Yani ilk filmi sevme sebeplerinizin hepsini almışlar, bütçe artışı ve izlenmenin getirdiği özgüveni eklemişler, aksiyon sahnelerinden referanslara kadar her şeyi çok daha büyük ölçüde yapmışlar. Birebir aynı değil, en azından isimlerindeki “2”nin hakkını vermişler.

İlk film ister istemez bir origin anlatmak istediği için bir kısmının normal, gerçeğe bağlı (yine de eğlenceli tabi) olması kaçınılmazdı. Burada öyle bir dertleri yok elbette, ki filmin genelinin ilk filme göre çok daha uçuk olduğunu söyleyebiliriz. Yine de arka plandaki hikayesini anlatmak için bazı yerlerde (izleyenler ne demek istediğimi anladılar sanırım) kendilerini ciddiye almak zorunda kalmışlar. Hatta bu kısımların bu tarz bir filmden beklenmeyecek kadar depresif olduğunu söyleyebiliriz. Bir anda böyle bir durumla karşılaşınca biraz “ne oldu ya?” ya da “niye ki?” dedirtse de, neyseki hemen bir iki sahne sonra bu durumla da alay edebilmeleriyle (girişteki olayla ilgili hemen açılış yazılarında dalga geçmeleri gibi) toparlamışlar. Yine de belaltı esprilerin üzerine kurulu bir film için kullanılan temaların fazla sert olduğunu söylesem yanlış olmam sanırım. Neyse geçelim.

Kadro ve yeni karakterler muhteşem. Ama yine de merkeze Deadpool’u başarıyla yerleştirmişler. Ryan Reynolds bildiğimiz Deadpool işte. Her zamanki gibi. Esprileri, mimikleri, yazar olarak da dahil olmanın avantajını sonuna kadar kullanmış. Onun yanına ekledikleri de ekip harika olmuş. Hemen Josh Brolin’e bir övgü seli sunmamız lazım. Daha bir kaç hafta önce Thanos ile kendisine hayran bırakan Josh direk o karakteri unutturarak, bu kez de Cable olarak filmin en başarılı yanlarından biri oluyor. Hikaye fantastik eserlere hakim olanlara klişe gelecek olsa da Cable’ın hem karakter hem oyunculuk olarak muazzam performansıyla sulu filmin ciddi kısmını güzel taşıyor. Bir artı da Domino’ya verelim. Filmde Deadpool’un da söylediği gibi “şans” gücü gibi uygulaması zor bir görevi senaryoya da son derece başarıyla yedirmişler. Karakterin sempatisi de muazzam. Görüntü olarak çizgi romana sadık olmadığına hiç takılmıyorsunuz.

Yukarıda kısaca söyledim, ana hikaye biraz klişe ve biraz fazla ciddi. Buradan pek çok eğlence unsuru çıkar, ki çıkarmışlar da. Yine de bir iki yerde “gereksiz ciddi olmuş” dediğim yerler oldu. O kısımları sineye çekebilirseniz kalan kısımlar tam Deadpool filmi beklentinizi karşılayacak şekilde. İlk filmdeki ciddiyetsizliği sadece Deadpool üzerinden yürütme işinden vazgeçip, diğer karakterlere de yaymışlar. Bu noktada favorimiz tabii ki, Mohinder. Favori taksi şöförümüz olmayı başardı. Belki skandalından dolayı, belki de senaryo gereği TJ Miller’ın karakterinin yeri azalmış, ki ilerideki filmlerde olmayacak zaten. Onun dışındaki yan karakterlerin (özellikle X-Force ekibinin) rolleri tek kelimeyle sizi şaşırtacak. Fazla bir şey söyleyemeyeceğim tadınız kaçmasın diye ama bence muazzam ve tam bir Deadpool hareketi olmuş. Filmin beni en dumur ettiği anlardan biriydi.

Filmin referans ve espri düzeyi hem oran olarak hem de komiklik olarak çıtayı bir tık yükseltmiş. Bütün süper kahraman filmlerine laf çarpması bir yana (DC Marvel ayırmamışlar) kendi filmiyle bile dalga geçmesinin verdiği haz paha biçilemez. Bu tip filmlerin endişesi olan “fazla sulu” durumu konu Deadpool olunca sorun olmuyor. Espri düzeyi bu tip filmlerde alışık olduğumuzdan yüksek tabii ki, iki cümleden biri espri ama bu durum sizi rahatsız etmiyor, tersine gülmekten katılıyorsunuz. Bu arada X-Men referansları (özellikle Mansion’dakiler) favorim oldu. Bu arada Stan Lee cameosunu yakalayamadım. Eğer ben kaçırdıysam sorun yok (yakalayamayacağım kadar küçükse sorun aslında ama yine de), ama eğer yok ise çok üzülürüm. Filmin çok övülen after credit sahnesinin ise akıllıca olduğunu ekleyerek bu kısmı kapatayım.

Aksiyon sahneleri yine etkileyiciydi. Bütçenin artmasının etkilerini bariz bir şekilde görebiliyoruz. Özellikle Domino’nun şans gücünün kullanıldığı sekans muhteşem olmuş. Ancak ilk filmde bu aksiyon sahnelerinin mizahı daha yüksekti sanki. Görsel olarak daha güzel, daha etkileyici ama mizah olarak 1 tık daha düşük gibi geldi, çok ciddi bir sorun değildir tabi. Müziklerin kullanımı da ilk filme kıyasla daha iyi olmuş. İlk filmin müzikleri daha akılda kalıcıydı ama burada sahneyle birlikte, bazen de mizah unsuru olarak kullanılmış. O açıdan daha başarılı.

Sonuç

İlkini sevdiyseniz, “neden daha fazla yok” diyorsanız ilacınız bu film. Sürpriz unsuru dışında her şeyi daha iyi, daha çok yapmışlar ve bunu da suyunu çıkarmadan yapmayı başarmışlar. Bu bile başlı başına bir başarı. Süper kahraman filmlerinin ciddiyetinden, klişelerinden sıkılanlara “gelin o filmlerle alay edelim” diyen, genel olarak bütün sinema klişeleriyle eğleşen, zamanın nasıl geçtiğini anlamadığınız ve daha fazlasını istediğiniz bir film olmuş Deadpool. Beklentiyi doğru ayarlarsanız (Aslı’nın düşündüğü gibi) Infinity War’dan bile çok hoşunuza gidebilir. Bir başka yazıda görüşene dek esen kalın.

Spread the love

2 geri izleme / bildirim

  1. AltFacts - Deadpool 2’deki 4 Efsane Cameo’nun Hikayesi - AltDünya
  2. AltList - 11 X-Men Filminin Sıralaması - AltDünya

Bir yanıt bırakın