FilmYorum – Bright (2017)

Künye

Yönetmen: David Ayer
Oyuncular: Will Smith, Joel Edgerton, Noomi Rapace, Edgar Ramírez, Ike Barinholtz, Lucy Fry
Tür: Fantastik; Aksiyon, Macera
Ülke: ABD, Yayın Tarihi: 22 Aralık 2017 (Netflix’e özel), Süre: 1 saat 57 dk

Giriş

Netflix olmak kolay değil. Kendisi alanında lider gibi görünse de, rekabeti aslında sadece dijital yayın platformları değil. Aynı zamanda televizyon kanallarıyla ve film stüdyolarıyla da rekabet halinde, çünkü halihazırda televizyon aracılığıyla Netflix’in sunduğu hemen herşeye ücretsiz ya da cüzi bir ücret ödeyerek sahip olabiliyoruz. İşte Netflix de farkını orjinal içerikleri ile göstermeye çalışıyor. Pek çok dizi ve filmle giriş yaptılar ve özellikle dizilerde belli bir standardın üstüne çıkmayı başardılar. Ancak filmler başka bir konu. Bağımsız kategorisine giren filmleri belli bir kitleyi tatmin etse de daha popüler konularda genelde sınıfta kaldılar. En son “Death Note” ile baya bir dayak yiyen Netflix “Bright” ile seviye atlamayı amaçlıyor. Ciddi Hollywood düzeyi bir bütçe ayrılan ve büyük stüdyo zihniyetiyle çekilen film teması, oyuncu kadrosu ve fragmanlarıyla aklımızı çelmeyi başarmıştı. Peki ortaya çıkan iş hedeflenen düzeyi yakalayabildi mi, gelin beraber tartışalım.

Hikaye

Olaylar insanların, orkların, elflerin ve perilerin, yani bir sürü fantastik ırkın bir arada yaşadığı bir alternatif gerçeklikte geçmekte. Bildiğimiz sıradan insanlardan Ward polislik yapmaktadır ve teşkilatta bir ilk olarak (farklılıkların üstesinden geliyoruz projesi falan gibi bir şey) ortağı bir ork olan Jakoby’dir. İşte toplumda Ork’lara bir tepki, bir nefret vardır geçmişte yaptıkları kötü bir olaydan dolayı. İkilimizin müdahale için gittikleri bir olay sırasında buldukları Büyülü Asa ve Elf yüzünden olaylar gelişecektir. İşte yozlaşmış polisinden çetelere, ortağına güvenden ırkçılığa kadar pek çok konunun işleneceği maceralar silsilesi başlayacaktır.

Artılar/Eksiler

Öncelikle şunu söyleyeyim, film eleştirmenlerin büyük çoğunluğu tarafından yerden yere vuruldu ama kesinlikle bu kadar kötü eleştiriyi hakedecek bir film değil. Son derece eğlenceli, keyifli, görsel olarak gazlasıyla tatmin edici bir film ortaya çıkmış. Mükemmel değil, bazı basit hataları var, eleştirilecek yerleri var ama yine de toplamda ortalamanın üstünde olduğunu düşünüyorum.

Şimdi film Amerika’nın son yıllarda çok fazla gündeminde olan ırkçılık, polis şiddeti gibi sosyal meseleleri kendisine ana tema olarak almış. Bunu da Ork-Elf-İnsan ırkları ve onların durumları/ilişkileri üzerinden yapıyor. Bu noktada fantastik ırkların modern dünyadaki konumları güzel adapte edilmiş. Elfler daha elit, zengin ve üstün ırk gibi, orklar daha alt kademe, klan konsepti çetelere uyarlanmış, insanlarda arada bir yerde orta sınıf olmuş. Film sosyal mesaj verme konusunda incelikli bir yol seçmemiş. Yani polis şiddetini direkt yaşanmış olayları pat diye önümüze koyarak sunuyor. Irkçılığı ırkçı polislere ırkçı söylemler yaptırarak göstermiş. Bu durumu daha zeka dolu, daha düşündürücü bir şekilde yansıtabilirlerdi ama tercihlerini böyle bir yöntemden yana kullanmışlar.

Bu modern fantastik dünyanın bir de mitolojisi var. Karanlık Lord, Inferni, büyü ve daha birçok konunun bahsi geçiyor. Film bunlarla ilgili konuşma arası referanslar dışında çok bir şey sunmuyor. Bunun bir tercih olduğunu, ana konudan (Nick-Ward ve büyülü asa) sapmamak ve vermek istenen güncel mesajlara odaklanmak istenmesinden kaynaklandığını düşünüyorum. Yanlış bir tercih diyemem ama bazı olayların havada kalmasına sebep olmuş. Karanlık Lord falan neyse, onun gizem unsuru olarak kalması daha faydalı, ama Inferni ve Büyü Federalleri’nin biraz daha altı doldurulabilirmiş. Böylece kötü kadınımız ve federaller arasındaki kavga daha anlaşılabilir olabilirdi.

Karakterlere geçersek. Ward klasik bir Will Smith karakteri olarak tasarlanmış. Onun imzası olan aksi ama özünde iyi, bir o kadar da sempatik adam kalıbına aynen konulmuş ve Will de yapması gerektiği gibi başarıyla taşımış. Tek olumsuz yanı Will Smith’i Men In Black, Bad Boys zamanlarından takip eden biri olarak o eski enerjisinin yaşından kaynaklı olarak azaldığını hissediyor olmam. Senaryo da bu saydığım filmler kadar yükselmesine çok izin vermiyor. Yine de kendisinin Ork Nick ile güzel bir sinerji yakaladığını söyleyebiliriz.

Joel Edgerton’ın Ork Nick’i başta fazla sıradan görünürken, bu nasıl ork diye düşünürken sonra kendisine alışıyor, anlamaya ve sempati duymaya başlıyorsunuz. Gerçekten bu acemi ve klanından dışlanmış ork ile deneyimli ve ortağı yüzünden dışlanmış insanın ortaklığı filmi çok keyifli hale getiriyor. Orksal (ırksak gibi yani. Kelime oyunu) farklılıklar ve ork şakaları kesinlikle yerinde ve keyifli kullanılmış. Hikayesel bazda bu ikili klasik “Birbinden farklı ortak polisler” temasını adım adım takip etseler de, birinin Ork olmasının keyfi bambaşka tabi.

Yan karakterler ise görevlerini yerine getirirken biraz tek düze kalmışlar. Kötülerin ve ırkların geçmişlerinin detaylandırılmaması bu noktada olumsuz olmuş. Kötü elflerin girişleri güçkeri son derece karizmatik olsa da, neden Karanlık Lord’u geri getirmek istedikleri muamma. Federallerin kötü elflere bir garezi olduğu, hatta kişisel bir durumlar olduğu belli ama bu konu derinleştirilmemiş. Üçlümüzün yanındaki elf kızının neden kaçtığı tam netleştirilmemiş. İşte bu sebepten filmin çok daha etkileyici olabilecek hikayesi potansiyelinin altında kalmış.

Görsellik muazzam. Efektler, CGI hiç sırıtmıyor. Fantastik öğeler modern dünyaya güzel yedirilmiş. Aksiyon sahneleri son derece ustalıkla kotarılmış. Kötü Elflerin herkesi hacamat ettiği sahne olsun, çatışmalar, market sahnesi vs. Hepsi yüksek bütçenin hakkı verilecek şekilde yapılmış, kareografisinden cgi’ına kadar. Müziklerde tam bir şehir/arka sokak filmine uygun. Zaten Netflix’ten dört şarkının klibine ulaşabiliyorsunuz. Özellikle “Home” süper. Diğerleri de temaya uygun ve başarılı işler.

Sonuç

Son kararıma gelirsek, yukarıda belirttiğimin arkasındayım. Öyle yerden yere vurulacak bir film yok karşımızda. Eksileri olan ama totalde ortalama üstü, işte 10 üzerinden 6-7 arasında bir film. Yani sinemaya gelecek olsa, baba filmler arasına yazmam ama görülebilir işlerde sayarım. Hikayenin, yaratılan evrenin potansiyeli çok yüksek ama bu ilk film olarak sadece çok küçük bir parçasını bize sunmuş ve tek ciddi problemi de bu. Netflix’in devam filmi siparişi verdiğini düşünürsek bu potansiyeli daha iyi kullanmak için bir fırsatı daha olacak “Bright”ın. Eğer evde keyifli bir film izlemek isterseniz, hazır bekliyor “Bright”.

Peki izlemiş olanlar siz nasıl buldunuz? Yorumlarda paylaşın, tartışalım. Bir sonraki yazıda görüşene dek esen kalın.

Spread the love

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın