DiziYorum – Stranger Things S02 (2017)

Bunun yanında mesela yan kötü karakter olarak Billy’ye de bir not düşelim. Duffer Biraderler diziye bir de insan bir kötü karakter eklemek istemişler ve bu karakterin getirdiği gerginliğin de diziye güzel bir derinlik kattığını belirtelim. Oyuncuyu nereden tanıyorum diyorsanız, kendisi Power Rangers rebootun da Kırmızı Ranger. Bu arada yeni Hawkins Lab doktoru Dr Owens’ın da kafa karıştırma konusunda çok başarılı olduğunu düşünüyorum. Paul Reiser’ın o sevilebilir görüntüsü ile arkadındaki kurumun güven vermeyen havası güzel bir tezat yaratıyor ve siz de ne düşüneceğinizden emin olamıyorsunuz.

Bir de Bob’a (ühühühü) not düşelim, hatta dur paragraf açayım. Sean Astin Sam ile LotR’da zaten kalbimizi kazanmıştı. Buradaki çok kısa görünen rolüne rağmen bir kez daha gönlümüzü çaldı. Bob’un ölüceği bağıra bağıra geldi, “öldürmeseler keşke” dedim ama dönüşü olmayacağını anladığımda bölümü durdurdum, kapattım, ancak ertesi gün devam edebildim. Yazarların en büyük kazığıdır. Huzur içinde uyu kahraman Bob. (Ühühühühü)

Sezonun öcüsü ise, fragmanlarda bulutlar arasında gördüğünüz, kovan zihniyle dünyamızı ele geçirmeye gelen Mind Flayer oluyor. Fiziksel bir tehdit olduğuna çok şahit olamasak da, hem Will’e yaptıklarıyla, hem de geçen sezon bir tanedinin bizim bütün dünyamızı karıştıran Demogorgon’lardan ordu kurmasıyla ne kadar ciddi bir tehdit olduğunu gösterdi ve sezon öcüsü olarak o da kendini sezonun artıları arasına yazdırdı. Finalde bir sonraki sezona bir şeyler bırakmak yerine karizmatik bir sahne ile bitirmelerini de takdir ettim. Gidilebilecek bu kadar yol varken kendilerini kısıtlamamaları yerinde bir tercih olmuş.

Hikayeyi bitirdiysek bir kaç ekstra daha övgü yapıp yazıyı tamamlayayım, şimdiden çok uzadı. Dizi ilk sezon bizi etkileyen unsurlarında aynen korumayı başarmış. Bolca 80’ler referansı, geek damarımıza ya da çocukluğumuza yapılan göndermeler aynen duruyor. Arcade salonu, Ghostbusters, Terminator, Star Wars, AD&D ve daha nice referans sizi bekliyor. Bunun yanında sinema geeklerinin yakalayabileceği eski filmlere göndermeler de gırla gidiyor. (Bunu ayrıca yazdım, ben yakalayamasam da, Beyond Stranger Things de görüp takdir ettim. Size de gaz veriyim dedim)

Görsellik ve aksiyon sahneleri olarak artan bütçenin de yardımıyla gelişme gösterildiğini söyleyebiliriz. İlk sezona kıyasla daha fazla fantastik öge ve daha fazla efekt isteyen sahne var ama hiç bir şekilde rahatsız olmuyorsunuz, hatta son derece başarılı olduklarını söyleyebilirim. Müzikler de yine ilk sezondan bir tık yukarıda. Yine 80’ler ama bu sefer bütçe artışının etkisi olarak daha popüler ve bilindik şarkılara yönelmişler, Bonjovi’den, Police’ten falan çalmışlar ve beni bu noktada da tatmin etmeyi başardılar.Bu arada çok sevdiğim, Sinan Akkol’un “diziyi çok abartıyoruz, hepsi çakma” yorumuna da bir cevap vererek (diss atmış olmuyorum di mi?) bu kısmı kapatmak istiyorum. Sinan Abi bu yorumunda kısmen haklı. Dizi yepyeni bir şey yapmıyor. Burada anlattığım çoğu şey başka dizi ve filmlerde bir şekilde yapılmıştır. Ama iki nokta var, birincisi o klişeleri hikayesinde çok güzel yoğurduğu için bu durum çok rahatsız edici gelmiyor bana. İkincisi de bu klişeleri 80’ler anlayışıyla yoğurup, bir şekilde modern hale getirebilmek, bugüne uydurabilmek de azımsanabilir bir başarı değil diye düşünüyorum. Yani şunu demeye çalışıyorum, Bob (ühühühü) ne kadar klişe bir karakter olsa da kalbimizi çalmayı, gidişiyle üzmeyi başarabiliyor.

Sonuç

Sonuçta ilk sezonu birebir kopyalayıp yapıştırmamış ama yine de ilkinin havasını kaybetmeden daha heybetli, daha etkileyici bir sezona imza atmayı başarmış Duffer Bros. Özellikle artık aşina olduğumuz karakterlerle yeni bir hikaye izlemek, eklenen yeni karakterlerin de katkılarıyla bu hikayenin kapsamının büyümesini takip etmek son derece keyifliydi. 80’leri özleyenler için de bulunmaz nimet. Dizinin tek eksisi tadı damakta bırakması. 100 bölüm olsa yine izlenir. Kim bekliycek şimdi bir sene?

Peki siz nasıl buldunuz bu sezonu? İlk sezondan iyi miydi, kötümüydü? Yorumlarda belirtebilirsiniz. Benden bu kadar. Bir sonraki yazıda görüşene dek esen kalın.

Spread the love

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın