ÇizgiRomanYorum – Sandman 1.Cilt: Prelüdler & Noktürnler (2016)

Künye

Yayıncı: İthaki, orj: Vertigo – DC Comics
Orjinal Adı: The Sandman Volume 1: Preludes & Nocturns
Dil: Türkçe, Basım Yılı: 2016
Yazar: Neil Gaiman
Çizerler: Sam Keith, Mike Dringenberg, Malcolm Jones III

Giriş

Biz gençken okuyacak çizgi roman bulmak zordu. Bir iki tane yayınevi çizgi roman çıkartmak için varlarını yoklarını ortaya koyarlardı. Şimdi resmen Türkçe çizgi roman cennetindeyiz. Her ay 250 TL’lik çizgi roman alıyorum da yetmiyor hepsine. Sadece çizgi roman yayın yayınevleri bir yana artık saygın yayınevleri bile bu işe el atmaya başladı. Yapı Kredi Yayınları Superman, Action Comics falan basıyor. Bize Dragonlance’i Türkçe olarak okuma imkanı veren İthaki de iki efsane isimle girişti bu işe. Bir tanesi Alan Moore’un Watchmen’i diğeri de bugün yorumlayacağım “Sandman”. Sandman’in üçüncü cildini çıkarttılar halihazırda ama ben baştan başlayayım bir giriş olsun diye düşündüm.

Neil Gaiman benim geç keşfettiğim bir efsane. Sandman zamanında Arka Bahçe tarafından basılmıştı ancak ben kendi gelirimi elde edene kadar çok sayısı çıktı, yakalayamadım. Sonra kendisinin Prachett’la yazdıkları “Good Omens”i okudum. Kitap süperdi ama ben hep krediyi Pratchett’a vermiştim. Sonra dizisi çekilecek deyince “American Gods”ı okudum. Hayranlık bir tık arttı tabi. En sonunda İthaki baştan yayınlanmaya başladı da bu efsaneyi okuma şansı yakaladım. Baktım Watchmen en çok satanlar listesinde zirveye oynarken bu eser aşağılarda, siz de benim gibi olmayın, hala duymayan varsa bir uyandırayım, bu efsane eserle sizleri tanıştırayım istedim. Okumuş olup bilenlere de tekrar okumaları için bir vesile olayım diye düşündüm. Buyrun efendim.

Hikaye

Sandman Batı ve Kuzey Avrupa’daki folk hikayelerine dayandırıyor hikayesini. Sandman yani Kum Adam çocukların gözlerine kum atarak uyumalarını sağlayan hayali bir karakter. Gaiman’ın kurduğu bu fantazi dünyasında ise Ölüm’ün kardeşi Uyku tanrısı Morpheus olarak anlatılıyor. Hikayemiz ölümsüz olmak için Ölüm’ü hapsetmek isteyen bir adamın yanlışlıkla onun kardeşi düş tanrısı Morpheus’u hapsetmesiyle başlıyor. Elbetteki ilerleyen sayfalarda ölümsüz Morpheus sonuçta bu durumdan kurtuluyor ve tutsak kaldığı süre boyunca dağılmış olan Düşdünyayı tekrar toparlamaya ve çalınmış olan eşyalarını toplamaya başlayacaktır. Hikayelerin tadı okudukça çıkacağından detaylara girmeyeceğim ama yolculuğu boyunca pek çok mitolojik kahraman ve DC’nin kendi kahramanları (John Constantine gibi, Etrigan gibi) ile karşılaşacak Morpheus.

Artılar/Eksiler

Klasik alışılagelmiş çizgi romanlardan biraz farklı Sandman. Zaten DC’nin altmarkası Vertigo’nun işlerini biraz biliyorsanız nasıl bir şey beklemeniz gerektiğini tahmin ediyorsunuzdur. Sandman’ın en büyük artısı Gaiman’ın uçsuz bucaksız hayal gücünü bize gösteriyor olmasıdır sanırım. Sandman’in dünyası o kadar geniş, o kadar dolu ki, bu kalın cilde rağmen buradan çok daha fazla öykü çıkacağını tahmin edebiliyorsunuz. Bunun yanında yine bir artı olarak klasik çizgi romanlardaki gibi tek tip bir hikayeye, tek bir formüle odaklanıp kalmıyor, bize birbirinden çok farklı hikayeler anlatmayı başarıyor. Ama Gaiman’ın bunu yaparken esas başarısı tüm bu farklı hikayeleri Morpheus ve düşler üzerinden birbirine bağlamayı son derece başarılı bir şekilde başarıyor olması. Yani tür olarak içerik olarak hatta zaman ve mekan olarak çok farklı hikayeler dinliyorsunuz ama bunların hepsinin bir Sandman hikayesi olduğuyla ilgili en ufak bir şüpheniz olmuyor. Yani hiç bir hikaye size ana konudan kopuk, alakasız, neden burada sorusunu uyandırmıyor. Her şey bir bütünlük gösteriyor.

Morpheus çok karizmatik bir karakter. Kesinlikle mitolojik bir hava veriyor ama bunu yaparken de 80’ler rock yıldızı havası vermeyi de başarıyor. Yani bir okuyucuyu karakterin ölümsüz bir tanrı olduğuna inandırmak aynı zamanda da modern bir hava yaratmasını sağlamak kolay değil. Ama Gaiman’ın yaratıcılığı çizerlerin başarısıyla birleşince ortaya bunu ve çok daha fazlasını başaran harikulade bir karakter ortaya çıkmış. Karakter farklı zamanlarda farklı ortamlarda geçen hikayelere kolayca uyum sağlıyor ve hiç birinde alakasız durmuyor. Karakteri farklı bir ortama koyduklarında çok küçük değişikliklerle hem aynı kalmasını hem de ortama uygun hale gelmesini sağlamayı başarmışlar.

Gaiman’ın diğer yapıtlarında da görebileceğiniz mitolojiden, klasik edebiyattan, efsanelerden ve daha pek çok konudan esinlenmeleri bu kitapta da bulabiliyorsunuz. Bunları yakaladıkça, keşfettikçe romandan aldığınız keyif katlanarak artacaktır. Ben çok zeki, kültürlü bir adam değilim ama benim bile yakaladığım bir kaç referans oldu. Sandman’in sıradan bir çizgi romandan çok daha derin bir altmetine sahip olduğu aşikar. Her okuduğunuzda farklı bir şey yakalayabileceğiniz gibi şöyle bir sanal alemde gezerseniz sizin hayatta yakalayamayacağınız bir esinlenmeyi birilerinin yakalamış olduğunu görebiliyorsunuz.

Çizimler konusunda farklı çizerlerle çalışılmış olmasına rağmen hepsinin de bir tutarlık yakalayabiliyorsunuz. Eski DC çizimlerini biliyorsanız bu tarza zaten aşinasınızdır. Burada da kullanılan tarz hikayenin mitikliğine son derece uygun olmuş. Eskiden bu tip çizimler çok hoşuma gitmiyordu. Ama artık yaşım geldiği için midir bilmem bir nostalji havasıyla hoşuma gitmeye başladı. Belki üzerinde “Killing Joke” gibi bir güncelleme yapılsa daha keyifli olurdu ama şu anki haliyle de değerinden hiç bir şey kaybetmemiş.

İthaki’nin basım ve çeviri kalitesinin de son derece başarılı olduğunu ekleyerek bitiriyorum. Bu ilk cilt Karen Berger’ın (1995 Vertigo’nun editörü) önsözü, Neil Gaiman’ın İthaf’ı, sonsözü ve yaratıcı ekibin biyografilerinin keyifli anlatımlarıyla birlikte geliyor. Ayrıca Dave McKean’ın kapakları da bölüm başlarına eklenmiş. Bunun dışında çok bir ekstra olmasa da son derece güzel eklentiler olduğunu belirteyim.

Sonuç

Elimizde New York Times bestseller’ı olmuş, en iyi çizgi romanlar sıralamasında kendine has bir yer edinmeyi başarmış bir çizgi romandan bahsediyoruz. Yani benim “Bu eser muhteşem” yorumumun pek anlamı yok, bunu zaten tüm dünya söylüyor. Yine de şunu ekleyeyim eğer klasik Marvel/DC çizgi romanlarını seviyorsanız size biraz ağır gelebilir. Ama belki de artık çizgi romanlardan “Resimli Roman” konseptine geçme zamanınız gelmiştir. Çünkü elinizde bu türün en kaliteli örneklerinden biri var. Neil Gaiman günümüzün en başarılı yazarları arasında ve Sandman kendisinin başyapıtlarından biri. Kendisiyle tanışmak için bundan daha uygun bir fırsat bulamazsınız. Bir başka yazıda görüşene dek esen kalın.

Spread the love

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın