ÇizgiRomanYorum – Deliler (2021)

Künye

“Deliler”

Yayıncı: Kendisi ?
Dil: Türkçe, Basım Yılı: 2021
Yazar: Onur Çetincengiz
Çizer: Faruk Çabadağ

Giriş

Dürüst olayım, hayranlıkla takip ettiğim Onur Çetincengiz’in yeni çizgi romanı çıkmasaydı kendimi kasıp aylardır yüzüne bile bakmadığım siteyi yeniden açıp, sıfırdan bir yazı yazar mıydım bilmiyorum. Ancak arkasında hiç bir destek olmamasına rağmen, vaktini ve parasını hayallerindeki yerli çizgi romanları yaratmak ve insanlara ulaştırmak için kullanan Onur’un yeni çizgi romanı, Türkiye’nin tartışmasız en iyi yorumcusu (şarkıcı gibi değil de yorumlayan insan olarak yani) tarafından yorumlanmayı hak ediyordu. O yüzden çocukları hanıma bıraktım, totomu kaldırdım, atladım atıma (arabama yani) Tunalı’ya gittim, çizgi romanı aldım, bir solukta okudum ve telefonumun (Bilgisayar, tablet işleri olmadı, telefona kaldım yine) başına geçtim.

Siteyi takip edip Onur Çetincengiz’i tanımayan yoktur diye düşünüyorum ama unutmuşsanız şurada kendisiyle röportajımızı, şurada Tanto: Kısa Öyküler’ün, şurada Tanto: Efsane Hikayeler’in yorumlarını okuyabilirsiniz. Bugün ise kendisinin en yeni çizgi romanı “Deliler”i yorumlayacağız. Yorumların tarafsız olmasını garantilemek (daha doğrusu Onur bana ücretsiz göndermediği 🙂 ) ve tabii ki kendisine ufak da olsa destek olmak için kitabı bizzat ücretini ödeyerek aldım. Arkasına yayın evi desteği almadıkça da, (Bir yayınevi bize de el atsa, bütün çizgi romanları bedava gönderse, ben de şuradan aldım falan diyebilsem keşke) bu şekilde devam etme niyetindeyim. Ki artık kendisini oldukça kanıtlamasına rağmen neden hala bir yayınevinin arka çıkmadığı ise hala muallak. Neyse biz yorumlamamıza dönelim.

Hikaye

Tanto’dan farklı olarak bu kez hikayemiz günümüz Türkiye’sinde geçiyor. Kitap boyunca bir başlangıç, bir (hatta bir kaç) orijin hikayesi okuyor olacaksınız. Adaleti hukuka bırakmadan kendi elleriyle sağladığı için açığa alınmış başkomiserimiz Mehmet Kürşat’ın dramatik durumuyla başlıyor hikayemiz. Kendisini tanıdıktan sonra, Devlet tarafından kendisininki gibi geçmişlere ve sonuçlara sahip kişilerden oluşan ve tehlikeli operasyonlarda ilk müdahaleyi sağlamakla görevli bir ekibi eğitmek ve liderlik etmek için görevlendirilmesine şahit oluyoruz. İşbu kitabımızda aynı Fatih’in ordusundaki Deliler’e benzeyen bu ekibin kuruluşunu ve ekip üyelerimizin dramatik geçmişlerini öğreneceğiz. (Spoiler’sız bu kadar.)

Artılar/Eksiler

Onur yine Tanto’da olduğu gibi fazlasıyla sert bir hikayeye imza atmış. Hatta hikayenin fantastik bir kurguda değil de modern, bildik bir ortamda geçiyor olması hikayeyi öncüllerinden daha sert, daha gerçekçi hale getirmiş. Zaten orijin hikayelerinin hepsi haberlerde gördüğümüz, belki birebir bildiğimiz üzücü Türkiye gerçeklerinden oluşuyor. Bu da karakterleri ve motivasyonlarını çok daha rahat anlamamızı, empati kurabilmemizi sağlıyor. Geçmiş hikayeleri Onur’un tarzına uygun olarak, ecnebilerin filtresiz dediği şekilde düz, katıksız, yorumsuz olarak verilmiş. Amacına uygun olarak bu durum rahatsız edici olmadığı gibi hikayenin sizi içine almasını sağlayan bir element olmuş.

Çizgi romanın siyah beyaz olmasının da bu durumla uyumlu olduğunu söyleyebiliriz. Çizgi romandaki şiddet ve temalar bu tercih doğrultusunda bir tık da olsa gerçeküstü bir havaya bürünmüş, böyle olunca da olayların sertliği etkisini kaybetmeden bir nebze azalmış diyebiliriz. Normalde renksiz çizgi romanları çok sevmem ama mevcut hikayenin çok fazla flashback içermesi sebebiyle, siyah beyaz tonun bu durumun akışına katkı sağlaması hoşuma gitti. Normalde farklı farklı çizerlerle çalışan Onur bu kez tek bir çizerle çalışmış ve bu da hikayenin daha bütünlüklü ve tutarlı olmasını sağlamış. Faruk Çabadağ’ın çizimleri yerli çizgi roman takipçilerine aşina gelecektir.

Tanto’dan farklı olarak bu kez bir ekip hikayesi anlatılması, Onur’un da elini kuvvetlendirmiş, daha rahat yazmış ve spoiler olmasın ama bu ekibin iş tanımı doğrultusunda her an herkesin harcanabileceği bir ortam oluşturulmuş. Bu noktada iki şey bir tık daha iyi olabilirdi diye düşündüm. İlki karakterlerin geçmişleri çoğunlukla yazılı olarak anlatılmış. Daha dramatik bir etki yaratılması adına bu kısımlar görsellerle desteklenebirdi. Bu durum aynı zamanda ikinci noktama da katkıda bulunabilirdi. Ekip içindeki karakterlerin beklenmeyen ölümleri (ben buna Game of Thrones sebebiyle “GoT etmek” diyorum) her zaman güzeldir ve burada da negatif bir etki yaratmıyor ancak ekibin kayıpsız ve başarılı olduğu bir kaç görev daha olsaydı, ekibin birbirine bağlandığı bir kaç hikaye daha okusaydık, bunun yanında orijinleri de görsel görseydik, o kişilerin ölümleri ve ekibe olan etkisi daha iyi sonuç verirdi diye düşünmekten kendimi alamadım.

Bu bahsettiğim konu dışında hikaye güzel bir girizgah yapıyor ve bu ekibi pek çok ilgi çekici macerada görebileceğimiz bir potansiyel ile bitiyor. Başlangıç hikayesi olması sebebiyle anlatılan hikayeler bir tık temposuz olmuş, bu bütün seri olarak düşünülen işlerde benzerdir, (ki bu sebeple seri filmlerde her zaman ikinci film en iyi olarak görülür) ancak bu işin kalitesini ve potansiyelini düşürmüyor. Ekibin yaşayabileceği maceraların girişi son derece güzel yapılmış olup, aynı Tanto kitaplarında olduğu gibi daha fazlasını istemekten kendinizi alamıyorsunuz.

Sonuç

Onur yine güzel bir işe imza atmış. Onur’u takip edenler buradaki hikayelerin kendi düşünce yapısıyla parallelliğini fark edip, ne kadar kişisel bir iş olduğunu hemen göreceklerdir. Yukarıdaki teknik yorumlarımı bir kenara bırakırsak, bu bir tutku (kendine referans 🙂 ) işi. Tümüyle kendi imkanlarıyla, sevdiği şeyi yapmaya çalışan, bu işin profesyonellerinden maddi destek görmemesine rağmen vazgeçmeyen, tek işi bu olmasa da kendi özel zamanından feragat edip, Türkiye gibi çizgi romanın genel kitle tarafından ciddiye alınmadığı bir yerde, hem de “herkese yaranayım, çocuktan yaşlısına kimseyi kırmayayım” demeyip aklındaki, gönlündeki işi taviz vermeden yapan Onur’un bu çabası bile desteklenmeyi hak ediyor. Ama sırf destek için değil, gerçekten bize ait, bize özel, kendi dilimizde ama dünya kalitesinde bir çizgi roman okumak için almalısınız. Onur’a hem böyle güzel bir iş çıkardığı hem de bana yeniden yazı yazmak için bir fırsat yarattığı için teşekkür eder, bundan sonraki işlerini sabırsızlıkla beklediğimi iletirim. Bir başka yazıda görüşene dek, esen kalın.

Spread the love

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın