ÇizgiRomanYorum – Deadpool Marvel Evrenini Öldürüyor (2015)

Künye

Yayıncı: JBC Yayıncılık, orj: Marvel Comics
Orjinal Adı: Deadpool Kills Marvel Universe
Dil: Türkçe, Basım Yılı: 2016
Yazar: Cullen Bunn
Çizer: Dalibor Talanjic

Giriş

Deadpool bir Deathstroke kopyası olarak üretilmesine rağmen zaman içerisinde gelişerek Marvel’ın en şahsına münhasır karakterlerinden biri haline gelmeyi başardı. Bu durumu sağlayan en önemli özelliği de bir çizgi romanın içerisinde olduğunun farkında olmasıydı. 2012 yılında Marvel bu durumu ne kadar abartabiliriz diye düşünmüş ve çözümü Deadpool Killogy serisini hayata geçirerek bulmuştu. Bugün yorumlayacağımız çizgi roman bu serinin ilk kitabı olan “Marvel Kills Marvel Universe”.

İyice zıbıtan Deadpool’un tüm Marvel Evreni’ni öldürmesiyle başlayan bu serinin devamında anti-kahramanımız önce edebiyat dünyasına dalıyor, sonra da kendi kendini öldürmeye başlıyor. Deadpool düzeyinde bile fazla uçuk geldi di mi? Deadpool’un en iyi işi olduğunu düşünmesem de (benim tavsiyem her zaman yine JBC’den çıkan İntihar Kralları’dır) sıradan çizgi romanlardan sıkılan, Marvel Deadpool’u kullanarak ne kadar daha uçabilir diye düşünenlere güzel bir alternatif sunuyor. Hazırsak serinin en ayakları yere basanı (işte ne kadar basılabiliyorsa) olduğunu düşündüğüm bu ilk cildi yorumlamaya başlayalım.

Hikaye

Prof X önderliğinde X-Men artık Deadpool’un zır deli olduğunu ve tedavi olması gerektiğini kabullenmiştir. Bu tedavi için kendisini süper kahramanların düşmanlarını tedavi etmeye adamış olan Dr Brighton’a götürmeye karar verirler. Ancak Dr Brighton dünyayı ele geçirmek için bu kötüleri kendi amaçlarına göre rehabilite eden Psycho Man’den başkası değildir ve yeni hedefi Deadpool’dur. Ancak tabii ki Deadpool’un zihni bu tarz akıl oyunlarına pek uygun değildir ve Brighton’ın müdahalesi kendisinin içindeki psikopatı ortaya çıkartır. O da sapkın zihniyle bir şeyi kanıtlamak için tüm Marvel evrenini öldürmeye karar verir.

Artılar/Eksiler

Yukarıda da çaktırmadan söylediğim gibi bu seri favorilerim arasında değil. Yine de serinin diğer iki kitabının uçukluğuna, kopukluğuna kıyaslandığında bu sayı daha başarılı kabul edilebilir. Birincisi yukarıda bahsettiğim çizgi romanın içinde olduğunu bilme konseptini güzel bir hikayeye yedirmeyi başarmışlar. Spoiler vermiyorum her zaman ki gibi ama şunu söyleyeyim bu kadar uçuk bir temayı ele almalarına rağmen hikayenin girişi, gelişimi ve sonucunun iyi bağlandığını kabul edebiliriz. Yukarıda yazdığım hikayenin girişi son derece akla yatkın ve oradan gelişme kısmına geçiş (tabii Deadpool mantığı içerisinde) son derece mantıklı. Gelişme kısmı zaten romanın adını alma sebebi olduğu için (evreni öldürme şeysi işte) orada da sorun yok. Sonunu da bu hikaye akışına göre son derece güzel bağlamışlar. Yazarın yaratmayı başardığı metayı, zeka oyununu takdir etmemek elde değil.

Bunun dışında hem olumlu hem de olumsuz olduğunu düşündüğüm bir kısım var ki, hikayenin en kritik yeri de orası. Stan Lee’nin dediği gibi iki kahraman kapıştığında yazarın kazanmasını istediği kazanır. Buna okeyiz. Yalnız yazar bir karakteri kazandırmak istiyorsa, bizi bu galibiyete ikna etmesi gerekir. Şimdi pek çok kahramanı hacamat eden Deadpool bu konuda hem başarılı, hem başarısız örnekler sunuyor. Yani mesela Fantastic Four’u tarumar edişine ikna oldum, Wolverine’i de, bir kaç karakteri daha. Ama Hulk’u yenişi soru işaretli. Mantıklı gibi duruyor ama bu durumun işe yaramadığını başka yerlerde gördük. Ya da bu kozmik güçleri yenişini (belki de nasıl yapacaklarını bulamadıkları için) göstermeden, hemen sonuca bağlamışlar. Halbuki tüm hikaye albenisini bu durumlar üzerine kuruyor. Belki biraz daha detaylandırabilir, çok daha güzel, etkileyici sahnelerle bezeyebilirlerdi. Bu noktada hem artı hem eksi, sonuçta nötr not alıyor çizgi roman bende. Belki de bu yüzden efsanelerim arasına yazmıyorum.

Çizimler konusunda muhteşem diyemem ama hikaye içerisinde çok sırıtmıyor, anlatması gerekeni düzgün bir şekilde görselleştirmeyi başarıyor. Yine de daha iyi olabileceğini düşünmeden edemiyorum. Kahramanların öldürüldüğü pek çok sahnenin bulunduğu hikayenin çok daha efsanevi çizimlerle sunulması muhteşem olurdu. Daha ciddi çizimlerle de hikayenin geyikliğine hoş bir tezat yakalanabilirdi. Potansiyel yüksek olsa da tam kullanılamamış. Ama mevcut durum da hikayeye odaklanan şiddet dolu bir öykü için fena değil. Yalnız kapaklar çok başarılı. Her bölüm başında göreceğiniz kapaklar Kaare Andrews tarafından çizilmiş ve hepsi de muhteşem olmuş.En sondaki kapakların eskiz halleri de güzel bir eklenti.

Hazır konusu açılmışken ekstralar konusunda ise son derece başarılı cildimiz. Çizgi romanların nasıl yazıldığına dair merakı olanlara sonda hoş bir kısım sunuyor. Hikayenin son kısmının senaryosunu araya çizimler de koyarak eklemişler ve benim gibi “Keşke çizgi roman yazarı olsam” diyip hiç bir fikri olmayanlara, “Hmm.. Demek böyle oluyor” diyip, kafalarda fikirler uçuşmasına sebepl oluyor. Yukarıda söylediğim gibi kapakların eskiz hallerini görmek de güzel olmuş. Son haline gelmeden ne durumda olduğunu görmek de genç çizerlere güzel fikirler veriyordur sanıyorum. JBC’nin kalitesi de yine basımından, çevirisine kadar kendisini gösteriyor, ki çeviride bir iki zor yer olduğuna denk geldim, yine de hemen hemen kusursuz bir iş çıkartılmış.

Sonuç

Çok sevmediğim bu üçlemenin bence en iyi parçası “Deadpool Marvel Evrenini Öldürüyor”. Bir kaç ek dokunuşla muhteşem olabilecek hikaye tahminimce ilgili dönemin “Deadpool her türlü satar” anlayışı sebebiyle biraz yavan kalıyor, sırf ismi yeter diye düşünülmüş, o sebeple hikayeyi efsaneleştiricek dokunuşlar eksik kalmış. Ancak “her türlü satar” anlayışını kanıtlarcasına da sayfa olarak çok uzun olmayan cilt bir çırpıda keyifli bir okunuş sunarak bitiyor. Eğer bitmez tükenmez bir Deadpool hastasıysanız, farklı anlayışlara, tuhaflıklara açıksanız, bu üçleme yine de hoşunuza gidecektir. Bir başka yazıda görüşene dek esen kalın.

Spread the love

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın