AltList – Hugh Jackman’ın WOLVERINE’ini Eşsiz Kılan 6 Şey

Vakitsizlikten yazı yazamıyorum demiş miydim? Ya da bunu söyleyişim bir milyonuncu kez oldu mu? Dedim ki, hazır azıcık aksiyon, motivasyon dolmuşum, site de boş durmasın, az biraz hareketli olsun, sayfalar yazılarla dolsun, genç ve bolca boş zamana sahipken başka sitelerde yazdığım, dönemlik değil zamansız, arşivlik yazılarımı toparlayayım, güzelce siteye adapte edip buraya koyayım. Zati aradan uzun yıllar geçtiği için eski editörlerimin de ses çıkartacaklarını (hatta var olduğumu hatırladıklarını) zannetmiyorum. O zaman sizin için de uygunsa buyrun “Tutku’nun Zamansız Yazıları” serisinin dördüncüsüne.

Hugh Jackman’ın Wolverine’i ile ilgili pek çok negatif düşünceye sahiptim ve bunu hiç gizlemedim. Ama ne olursa olsun kendisinin bu karaktere ve çizgi roman adaptasyonlarına kattıklarını görmezden gelmek veya saygı duymamak hakkına kimsenin sahip olmadığını düşünüyorum. Hazır MCU, X-Men dünyasına adım adım yaklaşırken, yavaş yavaş yeni oyuncu seçimi kulisleri başlamışken gönüllerde ayrı bir yerde duran Hugh Jackman’in Wolverine’ine bir saygı duruşunda bulunmak ve bu halihazırda kendi kitlesi olan karaktere nasıl sınıf atlattığını bir kez daha gözler önüne sermek istedim. İşte Hugh Jackman’ın Wolverine’ini eşsiz kılan altı şey:

– Wolverine’i belli bir kitlenin hayranlığından çıkartıp kadınların sevgilisi haline getirdi.

En fazla eleştirdiğim şeylerden biri bu Wolverine’in çizgi roman ile çok alakasız olmasıdır. Çizgi romanlarda kısa boylu, çirkin, vahşi olan Wolverine’in beyaz perdede bir seks sembolü olarak gösterilmesini -biraz da kıskançlığımdan olabilir- elimden geldiğince yerdim. Ama ben ne söylersem söyleyeyim bu yaklaşım karaktere resmen yeni bir boyut kazandırdı ve belki de çizgi romandan daha geniş bir kitle tarafından sevilmesine sebep oldu. Uzun boylu, yakışıklı, karizmatik bu yeni Wolverine, hayatında çizgi romanı okumamış nice kadının fantazilerini süsler oldu.

– Bir süper kahramanı en fazla filmde oynayan oyuncu oldu.

On yedi yılda (2000-2017 ile en uzun süre süper kahraman oynayan oyuncu rekorunu Patrick Stewart’la paylaşıyor) tam dokuz filmde aynı karakteri oynadı Jackman. Hem de hepsinde en önde olmasa bile her filmde gösteriyi çalan, filme sınıf atlatan kişiydi kendisi. Serinin en kötü filminde bile -bence bu sıfat için Last Stand ve The Wolverine kapışırlar bu arada- Wolverine’in performansına söz söyleyemezsiniz. Düşünsenize  X-Men: First Class’ta sadece birkaç saniye görünse bile filmin en çok konuşulan sahnesi onunkiydi. Böylesi bir istikrarın X-Men filmlerinin genelde belli bir düzeyin üzerinde anılmasındaki etkisi de tartışma götürmez. (Bu yazı yazıldığında rekor kendisindeydi ama Robert Downey Jr 10 filmde oynayarak bu rekoru kendisinden aldı. )

– X-Men evrenini genişleten yine Wolverine’di.

Şu çok açık, eğer Hugh Jackman bu kadar başarılı bir Wolverine performansı göstermeseydi ve böylesi önemli bir yıldız gücü haline gelmeseydi, solo bir Wolverine filmi göremeyebilirdik. Karakterin geçmişi kadar Jackman’ın başarısı da, X-Men filmlerinde göremediğimiz Gambit gibi, Blob gibi -ne yazık ki Deadpool gibi- farklı karakterleri içeren solo filmlerin çekilmesini ve Xavier enstitüsünün dışında da dünyada mutantlar olduğunu görmemizi sağladı. Dediğim gibi özellikle ikinci filmi hiç sevmesem bile, bu evreni farklı bakış açısıyla görmekten son derece memnunum.

– Hayranlarını hiçbir zaman hayal kırıklığına uğratmadı.

Böylesi önemli bir karakteri oynayıp, sonra da böylesi uluslararası bir yıldız haline gelince insanda değişiklik olmasını bekliyorsunuz. Ama Jackman geldiği yeri hiç unutmadı ve Wolverine sevenlere her zaman sıcak ve içten davrandı. Comic-Con’da X-Men paneli öncesinde çıkıp herkese ve özellikle de Wolverine hayranlarına teşekkür etmesi bunun en güzel örneği. Yine Comic-Con’da asansörde -kendisi koruma ordusuyla dolaşmaması da büyük bir olay zaten- karşılaştığı Wolverine cosplay’li bebekle resim çektirmesi de çok keyifli bir sevecen bir hatıra olarak hayranının zihninde yer etmiştir.

– Wolverine’in mizahını başka bir noktaya taşıdı.

Çizgi romanlarda da eğlenceli bir karakterdir Wolverine ama Jackman’in cazibesi de işin içine girince her filmde pek çok tek cümlelik espriyi -yazar burada “one liner”ı çevirdi- inanılmaz başarıyla vererek filmlerin eğlence seviyesini de yükseltti. Cyclops’la yaşadıkları laf kavgaları, sarı-siyah kostümle ilgili yapılan kinayeler, pençelerle hareketler ve daha nicesi. Çizgi romandaki esprileri bir adım daha ileri taşıyarak, kuru-depresif bir Wolverine’den çok daha fazlasını izlememizi sağladığı için kendisine bir teşekkürü borç biliriz.

– Geekgasm yaşatan sahnelerin ağırlığını fazlasıyla taşıyabildi.

Sadece mizah sahneleri değil, çizgi roman hayranı olan herkesin hayallerini süsleyen nice sahne Jackman’ın oyunculuğuyla gerçek oldu. Jean ile ilişkisi, Sabretooth ile olan kavgası, Deathstrike dövüşü vs. Her biri hafızamıza kazındı ve filmlerin en güzel sahneleri olarak aklımıza kazındılar. Romantizm gerekiyorsa en romantiğini, dövüş kareografisi gerekiyorsa en karizmatiğini, bir abi havası gerekiyorsa en olgununu hep Jackman sundu bize.

Bir çırpıda aklıma gelenler bunlar. Eminim sizin de Jackman’in Wolverine’i ile ilgili paylaşmak istediğiniz nice şey vardır. İşte bu sebeple yorumlar var zaten, oraya her türlü yorumunuzu yazabilirsiniz. Son olarak Hugh Jackman’nın son filmi Old Man Logan’ın en iyi X-Men filmi (şuradaki X-Men filmleri sıralamamızdan da teyit edebilirsiniz 🙂 ) olduğunu, Jackman’ın Logan’a muhteşem bir film ile veda ettiğini hatırlatır, hepinizi izlemeye davet eder, Marvel’a da böyle ikonik bir performansın altında kalmaması gerektiğini belirtir, bu vesileyle yeni Wolverine seçimi konusunda kendilerine başarılar dilerim. Bir başka yazıda görüşene dek esen kalın.

Spread the love

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın